Olağan devre – 32. Pazar Günü – C

Litürji

Kutsal Kitab’ın Okunması

06/11/2022 – OLAĞAN DEVRE – 32. Pazar Günü – C

1.Okuma 2 Mak. 7,1-2.9-14 Mezmur 16 2.Okuma 2Sel. 2,16 – 3,5 İncil Luka 20,27-38

Bu günkü Rab’bin Sözünün ana fikri dirilişe imandır. Biz Allah’ın Allah olduğuna, ölüm dahil hiçbir şeyin O’nun üstünde olmadığına inanıyoruz. Allah insanı ölmesi için değil, yaşaması için yaratıyor! Ve O’nun yarattığı tüm insanlar O’nun sayesinde yaşıyor! İsa, bu konu hakkında O’nu zor duruma düşürmek isteyen Sadukilere, aynen böyle cevap verir.

Wojciech Stattler (1800–1875), Maccabees - Woman with seven sons
Wojciech Stattler (1800–1875), Maccabees – Woman with seven sons

Kutsal Kitabın sadece ilk beş kitabının Allah’ın Sözü olduğunu söyleyen Kudüs zenginleri olan Sadukiler, günümüzdeki bazı kişiler gibi düşünüyorlardı. Bunlar ne diyordu? “Ölüleri görmüyoruz, o halde ölüm ile her şey biter”.

Bu aynı zamanda zenginlerin ve zengin olmak isteyenlerin de düşünme şeklidir, böylece cimriliklerini, fakirleri görmeme körlüklerini, açık hırsızlıklarını, temize çıkarmalıdırlar. “Mademki ölümle her şey sona eriyor, mümkün oldukça rahat yaşayalım”. Bu “rahat” sözü de eğlence ve zevki kapsayan her türlü egoizmi ima ediyor. O zamanda bunu düşünen Sadukilerdi, şimdi genç ve yaşlı arkadaşlarımızlardır, hatta kendimizi imanlı sayan, fakat ölümü başa gelebilecek en kötü olay gibi gören, cehennem sanki yokmuş gibi düşünen bizler de öyleyiz.

İsa, İbrahim, İshak ve Yakup’tan canlı kişiler gibi bahsediyor, sebebi de Kutsal Yazıların da onlardan böyle konuşmasıdır. Allah halkını İbrahim’e olan sevgisinden dolayı kurtardı, ona ebediyen sürecek sözler verdi. İbrahim artık olmasa, Allah’ın sözlerinin de bir değeri kalmazdı! Hatta Allah’ın insanların arasında belirtilmeyi istediği ad, Eski Atalara, onların hayatlarına, onların itaatlerine ima etmektedir. Allah Musa’ya şöyle dedi: ”İsrailler’e de ki, ‘Beni size atalarınızın Allah’ı, İbrahim’in Allah’ı, İshak’ın Allah’ı ve Yakup’un Allah’ı gönderdi. Sonsuza dek adım bu olacak’.”

Yaşamımızın ölümle sonuçlanacağını nasıl düşünebiliriz? Allah ölümü yenemez mi? Öyle olmasa ölüm tanrımız olurdu, ölüm korkusu da rehberimiz. Ölümü maaş olarak kullanan Şeytan sahibimiz olmak istiyor, ölüme tapıyorsak istediğine ulaşıyor. O, Allah’ın düşmanıdır, bizi mecbur etmek için, kendisine itaatimizi kazanmak için, korkuyu, ölüm korkusunu kullanıyor. Ama biz, yaşamımızın Allah’ın elinde olduğunu bildiğimizden dolayı ebediyen yaşayacağımızdan emin olarak, bizi korkutmasına izin vermiyoruz.

Biz çocuklarına Allah’a olan sevgiyi öğretmeyi bilen sadakatli ve cesur yedi çocuk annesi gibiyiz ve olacağız. Bu çocuklar yaşamın Allah’tan kaynaklandığını bildikleri için ölümden veya acılardan korkmadılar. Yaşam Allah’ını terk etmemek için ölümü kabullendiler.

Biz İsa’nın öğretileriyle, hatta O’nunla yaşıyoruz. O, dünyada hep zülüm görüyor ve biz O’nunla kalıyoruz. O, kendini akıllı zannedenler tarafından reddediliyor, fakat biz O’nunla yaşarız. O, yöneticiler tarafından hor görülüyor ve biz O’nunla yaşıyoruz. O, karar verenler tarafından yokmuş gibi görülüyor ve biz O’nunla yaşıyoruz. O, ünlü yazarlar tarafından veya herkesin önünde konuşanlar tarafından bahsedilmiyor ve biz O’nunla yaşıyoruz. O haçta öldü ve biz O’nunla yaşıyoruz, çünkü ebediyen O’nunla yaşayabileceğimizi, hiçbir tehdit, hiçbir haksızlık Allah’ın bize, bu yaşamdan sonra vereceği yaşamı elimizden alamayacağını biliyoruz.

Belki bütün bu durumlarda İsa ile birlik içerisinde olduğumuz tamamen gerçek değildir, ama arzumuzun ve duamızın böyle olmasını istiyoruz. Gerçekten de Baba’ya bize azmi ve sebatı vermesi için dua ediyoruz ve Baba bize bunu verecektir, çünkü Kendisi, hayat kaynağı olan yüreğinden gelen gerçek hayat olan Oğluyla birlik olmamızı istiyor. Allah’ın Oğlu olan Hayat, meleklerin bile tanımadığı bir hayattır ve bize miras olacaktır.

Bu hayatı sevdiğimiz kişilerin de kuşandığını gördüğümüzde en büyük sevincimiz bu olacaktır!

Sorelle Fraternità Gesù Risorto – Konya
miriam@cinquepani.it

Olağan devre – 31. Pazar Günü – C

Litürji

Kutsal Kitab’ın Okunması

30/10/2022 – OLAĞAN DEVRE – 31. Pazar Günü – C

1.Okuma Bilgelik 11,22 – 12,2 Mezmur 144 2.Okuma 2Sel. 1,11 – 2,2 İncil Luk. 19,1-10

Bilgelik Kitabı Allah’ın niyetleri hakkında bize iyi bir öğreti vermektedir: Bizler günahkarız, ama O bizi hor görmez, tersine bizleri günahtan uzaklaştırmak ve günahımızı sökmek için uğraşmaktadır. “Günah işleyenleri yavaş yavaş uyarırsın, kötülükten vazgeçsin ve sana iman etsinler diye, onlara öğüt verirsin ve işledikleri günahları hatırlatırsın”.

Story of Zacchaeus (Approximately 1275 - Mural in Keldby Kirchem Vordingborg Kommune, Denmark)
Story of Zacchaeus (Approximately 1275 – Mural in Keldby Kirchem Vordingborg Kommune, Denmark)

Birçok defa O’ndan uzaklaşmış, Sözünü, mevcudiyetini hor görmüş olmamızın farkına varmamıza rağmen, Allah’ın iyiliğini ve O’nun her yaratığa olan sevgisini bildiğimiz için kurtulacağımızı ümit edebiliriz. Günahımızı tanıyarak yeniden iman edebiliriz, yani yeniden kendimizi Baba’nın sevgisine teslim edebiliriz. Böylece suçlardan hür ve kurtulmuş olacağız.

Allah günahın yükünden ve zararından kurtarmak için nasıl bizi karşılar?

Cevabı bize bugünkü İncil’in sayfası veriyor.

Bir kişi işlediği günahlardan huzursuz yaşamaktadır. İsa’yı görme imkanı olduğundan bu karşılaşmayı gerçekleştirmek için tüm fırsatları değerlendirir. Herkesin gözü önünde kendisini komik duruma düşürme pahasına bile bir şey yapar: İsa onun için her şeyden önemlidir. İsa da “saf” anlamına gelen – ilginç değil mi? – Zakay adındaki bu kişinin davranışını beğenir. Günahkar olan o, “saf” adını taşımaktadır: İşte, şimdi adı gerçek olmaktadır! İsa ile karşılaşınca olması gerektiği gibi olur.

İsa’yı kabul edip O’na bağlanan kişi, Baba’nın sevgisinin armağanını kabul etmektedir, bunun için Baba ondan hoşnuttur, bu kişi de yeniden gerçek hayat ve huzur bulmaktadır. İşte, İsa; Allah’ın günahımıza verdiği cevaptır. Sen itaatsizlik durumun için çare aramaktasın, Allah seni İsa ile karşılaştırıyor, çünkü İsa gerçekten İmmanuel’dir, yani “bizimle birlikte olan Allah’tır, O’nun bakışı seni temizliyor, iyileştiriyor, seni yeniliyor!

Aziz Luka bize bir günahkar ile İsa’nın karşılaşmasını anlatıyor çünkü bu karşılaşma Hristiyan cemaatlerinde devamlılıkla tekrarlanacaktır. Dürüst olmadıkları için hor görülen insanlar, İsa ile karşılaşarak hayat değiştirirler, devamlı olarak emirlere uymuş olan Hristiyanlara bile örnek, bazen de azarlama olacak kişilere dönüşürler. Zakay bunun bir örneğidir, sadece kandırdığı kişilere aldığını iade ettiği veya mal varlıklarının yarısını dağıttığı için değil, ama çünkü İsa’yı ciddiye aldı, Ruh’u tarafından etkilenmeyi kabul etti, Allah’ın bilgeliğinin kendi dünyevi işlerine karışmasına izin verdi. Bu karşılaşmanın önemi işte budur: İsa ile yaşamak hayatı değiştirir, yeniler.

Nasıl? Önce bunu bilmiyoruz, hayatımız nasıl değişecek bilmiyoruz: Her birimize yaşamımızı değiştirerek İsa’ya nasıl şan verebileceğimizi tavsiye eden Kutsal Ruh’tur.

Her gün İsa ile karşılaşalım, O’nu yaşamımıza kabul edelim, evimizin kapısını O’na açalım, olduğumuzu ve elimizdekini O’na verelim: O’nun zamanımızı, paramızı, yüreğimizin sevgi duygularımızı, niteliklerimizi ve kapasitelerimizi kullanıp değerlendirmesine izin verelim!

Zakay, İsa’yı kabul ederek ‘saf’ oldu. Günahkar olan ben de, İsa ile karşılaşınca ve O’nu kabullenince olabildiğimin en iyisi oluyorum! O gerçekten Allah’ın dünyada acı çeken günahkarlara sevgisi ve merhametidir!

Sorelle Fraternità Gesù Risorto – Konya
miriam@cinquepani.it

Olağan devre – 30. Pazar Günü – C

Litürji

Kutsal Kitab’ın Okunması

23/10/2022 – OLAĞAN DEVRE – 30. Pazar Günü – C

1.Okuma Sirak 35,12-14.16-18 Mezmur 33 2. Okuma 2Tim. 4,6-8.16-18 İncil Luka 18,9-14

Alçakgönüllünün duası bulutları aşar”! Birçok acı sebebiyle moralimiz bozulsa, gücümüz azalsa bile bu sözler iman yürüyüşümüze devam etmemiz için bizleri cesaretlendirmektedir. Acılar her zaman vardır, Sirak’ın Kitabı’nda anlatılanlar var, Aziz Pavlus’un katlandıkları var, sonra anlatılmayacak kadar çok olan başka acılar var.

Jesus MAFA project, The Pharisee and the Publican
Jesus MAFA project, The Pharisee and the Publican

Havari, dünyevi yaşama dönmeyi tercih eden ve imanını reddeden bazı öğrencileri tarafından terk edildi. Tamamıyla hayatını İsa’ya yönlendirerek yaşayan için bundan daha büyük acı olamaz. Pavlus birçok yorgunluğunun boşa gittiğini ve ümitlerinin boşa çıktığını gördü. Biri imanı terk ettiğinde ölüyormuş gibidir: Artık onunla samimi olamazsın, ondan destek ve teselli, ruhani ya da maddi bir yardım bekleyemezsin. Ona tamamen güvenemezsin.

Bu doğrudur, çünkü İsa’yı terk eden ve Kilise’sinden uzaklaşan artık Kutsal Ruh’a, birbirimizi kardeş kılan birlik Ruh’una sahip değildir. Havarinin bu acısını günümüzde birçok rahip, belki de daha derin olarak anne babalar veya dedeler yaşar. Ne yapabiliriz? Alçakgönüllülükle dua etmeliyiz. Bunu bugün bize Rab değişik şekillerde söylemektedir. Devamlılıkla dua edeceğiz ve bakışlarımızı daima Baba’ya yönelteceğiz, çünkü O’nun kötü projeleri yoktur, tersine! Aziz Pavlus da hapiste iken, artık sadece birkaç imanlıdan destek alarak tanıklığını vermeye devam edebilmek için duadan güç almaktadır.

Dua nasıl olmalı? İsa bize dua etmeyi öğretmeyi hiç bırakmıyor çünkü bizler hiç bir zaman Allah’a ulaşmış değiliz. Bugün dua etme dersi önemli bir özellikle zenginleşiyor. Bazen Allah’ın bizi dinleyebilmesi için günahsız olmamız gerektiğini düşünürüz ve madem ki günahkarız Onun bizim duamızı dinleyemediğini düşünürüz! İsa şöyle diyor: Baba Allah, önünde günahkarları görmekten mutludur, onlar merhamete ihtiyaç duyduklarını anladıklarında onları doğru kılar. Bunu anlayabilmemiz için bugün bize dua eden iki kişiyi göstermektedir. Düşüncesini kolayca anlıyoruz: Allah’a güzel laflar sıralamak yeterli değildir, önemli olan yüreğimizdir; Allah insanın yüreğini gözlemeye devam etmekte. Eğer yürekte başkalarına karşı suçlama ve yargılama varsa, o yürekten çıkan dua, dua değildir, sadece Allah’ın yüreğini yaralayan gururdur, aynen bir küfür gibi. Eğer yüreğimizde kendimizle övünme isteğimiz varsa, Allah’ın hoşuna kesinlikle gitmemekteyiz. Dua ederken yüreğimize dikkat edeceğiz: Baba’nın arzuladığını arzuluyor muyuz? Baba bizlerde başkalarına karşı Kendininki ile aynı sevgiyi görmek istiyor, acıyan ve merhametli bir sevgiyi.

Gerçek bir şekilde dua ederken her şeyden önce halen Allah’tan uzak olduğumuzu görürüz, bu sebepten Kendi affı ile bize yaklaşmasını dileriz. Aynı şeyi kardeşlerimiz için, Allah’ın emirlerine uymayan ve Allah’ın halkının birliğine katılmayan kardeşler için de dileyebiliriz,

Eğer duamız bizlerin alçakgönüllülükte büyümemizi sağlamıyorsa duamızın zaman kaybı olduğunu söyleyerek bizleri çekiştirenler haklıdır. Dua zamanları, günahkar olduğumuzun bilincinin ve tüm insanlara karşı merhametimizin arttığının fırsattı olacaktır. O zaman duamız; değişimimiz, Baba ve Oğul ile birliğimiz olan amacına ulaşmaktadır!

Sorelle Fraternità Gesù Risorto – Konya
miriam@cinquepani.it

Olağan devre – 29. Pazar Günü – C

Litürji

Kutsal Kitab’ın Okunması

16/10/2022 – OLAĞAN DEVRE – 29. Pazar Günü – C

1.Okuma Çıkış 17,8-13 Mez 120 2.Okuma 2Tim. 3,14 – 4,2 İncil Luka 18,1-8

Kutsal Kitap bilgelik kaynağıdır, imanlı için devamlı bir eğitimdir. Aziz Pavlus da bize şunu söylemekte: “Kutsal Yazıların tümü Allah esinidir. Bunlar, eğitmek, kötülüğü belirlemek, doğru yola getirmek ve doğruluk içinde yetiştirmek için yararlıdır. Allah’a yakın olan adam, bunlar sayesinde iyice donanmış olacak ve iyi işler için gereken şeye sahip bulunacaktır”. 

John Everett Millais (1829–1896), Moses holding up his arms during the battle, assisted by Aaron and Hur
John Everett Millais (1829–1896), Moses holding up his arms during the battle, assisted by Aaron and Hur

Bu sebepten Kutsal Yazıları dinlemekten, okumaktan, düşünmekten ve etkilenmekten hiçbir zaman yorulmamalıyız. Kutsal Yazılar sayesinde tek kurtarıcı, insan yaşamını güzel ve yaşanır kılan sevginin kaynağı Mesih İsa’ya imanda sabit kalırız. Hristiyan’ın Kutsal Yazılara devamlı olarak bağlı olmadan yaşaması imkansızdır.

Örneğin Musa’yı taşa dayanarak ve halkın en önemli adamlarından iki kişinin ellerinin yardımı ile göğe kaldırılmasıyla dua etmesini anlatan sayfa bizim için ne kadar değerli! Halk zor bir devre yaşamakta, kuvvetli düşmanlarla savaşmaktadır. Musa kılıç alıp halkı ile birlikte savaşacağına Allah’a itaat ettiğinin ve Allah’ın kendisine verdiği yetkinin sembolü olan değneği kaldırıyor. O, bütün gün dağın üzerinde ellerini göğe kaldırmış halde kalmaktadır. Musa’nın bu davranışı halk için her şeyin, herkesin çabalarının sonucunun da, Allah’ın elinde olduğunun bir göstergesidir.

Bizler bu olaydan etkileniyoruz: Şefaat eden ve dua eden biri yoksa, her şeyin Baba Allah’ın sevgisine bağlı olduğunu hatırlatan biri yoksa, uğraşmamız, herhangi bir kötülüğe karşı savaşmamız ne sonuç verebilir ki?

Düşmanımız o kadar güçlüdür ki, her an bizleri yenebilir. Allah’a iman ederek O’na itaat eden ve bizler için dua eden kişiler desteğimizdir, zayıflığımıza rağmen kazanabileceğimizin güvencesidir. Şimdi İsa’dan dua etmeyi öğrendik, dağın üzerinde, ellerimiz göğe kaldırmış halinde dua etme sırası bizde. Duamız ve Allah’a itaatimiz, tehlikede olan dünyaya destek olmaktadır.

Bugünkü İncil’de anlatılan hikaye ile İsa’nın Kendisi, Kendisine yakarışlarımızı yükseltmekten yorulmamamızı tavsiye etmektedir. Bizim ısrarımız; Allah’ın zayıflığının işareti değil, O’ndan başkasına güvenemeyeceğimizin işaretidir. Aynı zamanda imanımızın güven anlamına geldiğini de gösterir. Duamız Allah’ın dünyanın her köşesinde var olmasını istediği imanın göstergesi ve açıklamasıdır.

İnsanoğlu geldiği zaman, yeryüzünde iman bulacak mı?” Biz güzel bir “evet” ile cevap verebiliriz: Evet, iman olacak, çünkü ben inanıyorum, iman etmeye ve dua etmeye devam edeceğim. Kardeşlerimin yardımıyla ellerimi göğe doğru kaldırmaya devam edeceğim, böylece insanların düşmanı, Kilise’yi yenemeyecektir. Ben kardeşlerimin göğe kalkmış ellerini destekleyeceğim ve birlikte dünyayı destekleyeceğiz.

Kutsal Yazıları dinlemek ve dua etmek: İşte bunlar dünyanın dayanaklarıdır. Rab’bin Sözünü dinleyen ve dua eden kişiler oldukça hiçbir şeyden korkamayız ve korkmamalıyız. Birilerinin dinlediğini ve dua ettiğini bilmekle yetinmeyeceğim, ben de Kutsal Yazıları korumak ve okumak istiyorum, aynen dua, sevginin kokusunu hissettiren o duayı edeceğim.

Sorelle Fraternità Gesù Risorto – Konya
miriam@cinquepani.it

Olağan devre – 28. Pazar Günü – C

Litürji

Kutsal Kitab’ın Okunması

09/10/2022 – OLAĞAN DEVRE – 28. Pazar Günü – C

1.Okuma 2 Kr. 5,14-17 Mez. 97 2.Okuma 2 Tim. 2,8-13 İncil Luka 17,11-19

İlk bakışta, bugünkü okumaların ana teması minnettarlık gibi gözüküyor. Cüzamdan iyileşen Naaman, Ürdün’de yedi kez yıkanması için çağıran peygambere minnettardır! İsa tarafından diğer dokuz Yahudi cüzamlı ile iyileştirilen yabancı cüzamlı, teşekkür etmek için geri geliyor. Her iki durumda da minnettarlık, cüzamla simgelenen ölüme mahkumiyeti yok edecek güçte olan merhametli Allah’ı tanımaya dönüşüyor.

Saint Francis and the leper (Artist unknown. From the Basílica de São Francisco das Chagas)
Saint Francis and the leper
(Artist unknown. From the Basílica de São Francisco das Chagas)

Naaman, putperest olan kendi yaşadığı yere dönerken, kendini iyileştiren peygamberin üzerinde dua ederek Allah’ına yeni imanı göstermek için yanına İsrail toprağı taşımaktadır. Samiriyeli yüksek sesle Allah’ı övmek için İsa’ya dönmektedir; Allah, İsa’nın verdiği şifada Kendini gösterdi. Her iki durumda da iman övülmektedir ve o imanlı Yahudiler için bile örnek olarak gösterilmektedir. Gerçek imana sahip olan halka ait olmak yeterli değildir: İyilik gösteren Allah’a tanıklık edebilmek için, bu imanın her imanlının yaşamının merkezi olması gerekir!

İsa cüzamlıların yakarmalarını duyunca, onları iyileştirince ve onları tapınaktaki kahinlerin yanına yollayınca, sadece acı çekenlere karşı merhamet göstermiş olmuyor, ayrıca Kendisinin, Allah’ın kurtuluşa muhtaç dünyaya armağanı olduğunun işareti, yani Kendisinin Baba tarafından yollandığının tanınması için bir işaret vermiş oluyordu.

Kim İsa’yı Allah’ın armağanı ve yaşamımız olarak kabul etmiyorsa, vücudu sağlıklı olsa da, mutsuzdur, duygusuzdur, derin sevgiden ve yaşamın gerçek manasından yoksun kalır. İsa on cüzamlıdan sadece birinin dönüp O’nu tanıyıp kabul etmesine şaşırıyor: Diğer dokuz kişi de faydalanmış olup açık bir işaret görmelerine rağmen Allah’ı övme sevincine katılmadan yollarına devam ediyorlar! Onlarda İsa’nın gerçekleştirdiği ve ümit ettiği sonucu görmüyor, çünkü bedensel iyileşmeleri onlara yeterli geldi ve kendi yaşamlarının karanlıkta, dünyayı boş ve ağır darbeler veren egoizme dalmış olduklarının farkında değiller.

Aziz Pavlus İsa’da ve O’nun için yaşamayı öğrendi. O, Rab ve Kurtarıcı ile bir bütün olmadıkça insanın hayatın ne olduğuna dair bir bilgisi olmadığını bilmektedir. Bu yüzden, bugün Timoteus’a mektupta yazdığı gibi, öğrencilere durmaksızın sadece sözle değil, ama aynı zamanda kendi zorluklarıyla O’nun ölümüne katılarak İsa’ya imanda sebat ile kalmaya tavsiye vermektedir. Pavlus’un kendisi, İncil için hapishanede olması ile bu durumun örneğidir. Öğrenci, Pavlus’un çektiği acıları düşündükçe – biz de birçok kardeşimizin imanları yüzünden zulüm görmelerinden gelen acıları düşündükçe – bütün dünya ona karşı olsa da, imanda sabit kalmak için güç alıyoruz.

Bugünkü Efkaristiya, bize verilmiş olan İsa için Allah’a bir teşekkür olsun! İsa’nın hayat ve kurtuluş olduğunun işareti ve tanığı olmamız için kalbimizdeki bu teşekkür ile sevmeye devam edeceğiz!

Sorelle Fraternità Gesù Risorto – Konya
miriam@cinquepani.it

Olağan devre – 27. Pazar Günü – C

Litürji

Kutsal Kitab’ın Okunması

02/10/2022 – OLAĞAN DEVRE – 27. Pazar Günü – C

  1. Okuma Hab. 1,2-3; 2,2-4 Mezmur 94 2.Okuma 2 Tim. 1,6-8.13-14 İncil Luka 17,5-10

Az önce İsa öğrencilerine affı arzulayan kardeşlere bunu hemen vermelerini tavsiye etmişti. Onlar bunu becerebilmeleri için çok büyük ve derin, kendilerinde hala olmayan bir imana ihtiyaçları olduğunun farkındalar. Bunun için İsa’dan şunu diliyorlar: “İmanımızı çoğalt!”.

Circle of Juan de la Corte, Burning of Jerusalem by Nebuchadnezzar’s Army, 1580-1663
Circle of Juan de la Corte, Burning of Jerusalem by Nebuchadnezzar’s Army, 1580-1663

Gerçekten de birçok kez günah işleyenleri affedebilmek için imana gerek vardır: Eğer Allah’a doğru dönüksen ve O’nun seni yönlendirmesine izin verirsen, affedebilirsin ve bunu tekrar tekrar yapabilirsin, çünkü o zaman gözlerin günahkar kardeşini görmeyip merhametli Allah’ı görmektesin! Sana karşı ve herkese karşı Allah’ın merhametli bakışlarını görürsün! Acayip gibi gözükebilir, ama İsa imanımızı arttıracağını söylememekte: Şimdiden yeterince imanımızın var olduğunu söylemekte! İmanın yeterli ölçüsü; hardal tanesidir, bilinen en ufak tohumdur. Fakat meyve veren fidan olacak tohumdur. Herkeste bu kadarcık iman vardır. İsa’yı kabuk ettiğimizde bize verilen iman yeterlidir, hatta tamdır. Başka bir şey eklemeye gerek yok, daha iyi bir iman mümkün değil!

Gerekli olan gururu uzak tutmamızdır yoksa iman bozulur ve ilişkilerimiz, Allah ile ve insanlar ile ilişkilerimiz de bozulur. Bunun için İsa, öğrencilerinin huzurlu ve samimi bir alçakgönüllülük beslemelerine yardımcı olmak istiyor. Bu sebepten onlara sonucu bizi hayrete düşüren şu hikayeyi anlatıyor: “Size emredilen her şeyi yaptıktan sonra, şöyle deyiniz ‘Bizler işe yaramaz hizmetkarlarız!’”.

İtaat ettikten sonra, bunu yaptığımız için gururlanamayız. Yine alçakgönüllü olup tekrar hizmete hazır olmalıyız. Gururlanabileceğimiz tek şey hizmetkar olmamızdır. Sevgiyle hizmet etmekte olan kişi, Allah’ın Oğlu’nun hayatını yaşamaktadır! O, Baba’ya hizmet etmek için geldi ve insanlara hizmet ederek Baba’nın sevgisine hizmet etti. O şöyle demedi mi: “İnsan Oğlu hizmet edilmek için değil, tersine hizmet etmek için geldi”? Ben kardeşlerime hizmet ederek İsa’ya bağlı ve benzer oluyorum. Bu sebepten bir hizmeti tamamladığımda hemen başka birine başlamaya hazırım, çünkü daima hizmet etmek üzere gelmiş olan Allah’ın Oğlu İsa’ya bağlı olmadan yaşayamam!

Böylece imanımız yaşamımız oluyor, aynen peygamber Habakkuk’un dediği gibi: “Doğru insan, imanı sayesinde yaşayacaktır”. İman sayesinde affederiz ve af dileriz, bu da Baba’nın hoşuna giden hayata doğru, evlat hayatına, kendi sevgini olgunlaştırmak için hizmet eden evlat hayatına doğru ilerlemenin başlangıcıdır. Bu, Rab’bimiz Mesih İsa için yapabileceğimiz en güzel tanıklıktır! O’nun mevcudiyetini ve sevgisinin zenginliğini göstermemizi, hak ediyor. Bunu sevinçli, karşılıksız ve hür bir hizmet ile yapıyoruz.

Aziz Pavlus Timoteus’a söylediği sözlerle bize yardımcı olmaktadır: “Allah bize korkaklık ruhu değil, ama güç, sevgi ve sağduyu ruhu vermiştir. Rab’bimize tanıklık etmekten çekinme”.

İsa’nın tanıkları olduğumuzu düşünmek, sevgi dolu hizmetimizle O’nun Kurtarıcı olduğunu ve hepimiz için geldiğini gösterebilmek, güzeldir. Alçakgönüllü ve sessiz hizmetimin – onu kimse görmese, kimse övmese de – İsa’ya şan verdiğinden, Ruh’un mevcutini canlı ve faal kıldığından emin olmak, bana birçok kez cesaret verdi. Ayrıca İsa’ya şan vermeye harcadığımız dikkat, birçok değişik durumda doğru yolu seçmemize çok yardımcı oluyor.

Sorelle Fraternità Gesù Risorto – Konya
miriam@cinquepani.it

Olağan devre – 26. Pazar Günü – C

Litürji

Kutsal Kitab’ın Okunması

25/09/2022 – OLAĞAN DEVRE – 26. Pazar Günü – C

İlk Okuma Amos 6,1.4-7 Mezmur 145 İkinci Okuma 1Tim. 6,11-16 İncil Luka 16,19-31

İsa öğrencileri ile birlikte zenginliğin insan kalbinde yapabileceği etki üzerinde düşünmeye devam etmektedir. O’nun düşünceleri bugün de peygamber Amos’un düşüncesiyle paralel gittiği gözlenmektedir: Sadece kendisini düşünen, güzel kokular sürmeye özen gösteren, müzik dinleyen, yemek yiyip içen ama halkını biraz olsun hiç düşünmeyen insanlar var! Günümüzün durumunun gerçek bir fotoğrafıdır bu.

Meister des Codex Aureus Epternacensis, Lazarus and Dives. Illumination from the Codex Aureus of Echternach
Meister des Codex Aureus Epternacensis, Lazarus and Dives. Illumination from the Codex Aureus of Echternach

Yarını kim düşünüyor? Tek çocuk isteyen ebeveynler, gelecekte çocuklarının yalnız, akrabasız kalacağını düşünüyorlar mı? İlerideki toplum, günümüz toplumundan daha bencil olacak, bunun için zengin insanların etkisi altında kalacaktır.

Amos şöyle diyor: “Bu yüzden şimdi bunlar sürgüne gideceklerin başını çekecekler; sona erecek sedire serilenlerin cümbüşü”. İsa’nın söyledikleri faydalı uyarılardır. O bir hikaye anlatarak birçok konuda eğitmektedir.

Allah’ın armağanı olmalarına rağmen eğer onlara kalpten bağlanırsak zenginlikler aldatıcı olabilirler. Kim zenginliği hırs ile ararsa, ne fakirlerin farkına varır ne de onların kardeşi olduğunun farkına varır. Her şeyden önce Allah’ın sözlerine dikkat etmeyenler, zenginlikleri, büyük adaletsizlik yaparak, sadece kendileri için kullanırlar. Gerçekten Allah bize armağanlarını, Kendi çocukları gibi, etrafımızdakileri sevmemiz için vermektedir. Eğer bunu yapmıyorsak, kendimize çok kötü ve ümitsiz bir gelecek hazırlamaktayız.

Cehennemin çıkışı yoktur, orada birlik ve paylaşma olmadığı için korkunç acı vardır. Modern düşünürler ne derlerse desinler, cehennem bir gerçektir. İbrahim ve Lazar mutluluk ve barış içindeler ve de bu, imanları ve Allah’a olan itaatleri sayesindedir. İbrahim’in Allah’a olan imanını ve merhametini paylaşmayı reddeden, nerede bulunmaktadır ve nerede bulunacaktır?

Biz bu dünyada geleceğimizi hazırlamaktayız: Belirleyici olan faktör bizim Allah’a olan itaatimizdir. Bu itaat, diğerlerini fark etmek ve acılarını hafifletmektir. Maalesef sadece köpekler zavallı Lazar’a yakınlaşmaktadırlar. Biliyoruz ki İsa’nın zamanında köpek sözcüğü sadece hayvanları değil, ayrıca paganları, Allah’a inanmayanları da kapsıyordu. Merhametli olmadan sırf Allah’ın halkından olduğu için kurtulacağını zannedenleri putperestler geçecektir!

Bencil zenginlerin, mahveden kendi durumları karşısında gözlerini açmaları için ne yapılabilir? Onları sarsacak mucizeler gerekli der sağduyumuz! İsa der ki, mucizeler insanı şaşırtır ama tövbe ettirmez. “Ölüler arasından biri dirilse bile ikna olmazlar”. Yahudi başkanlarının, İsa’nın hayret edici dirilişi karşısında nasıl olur da inanmadıklarını merak eden Havarilere, İsa işte böyle cevap vermektedir. Söze inanmayan, mucizelere de inanmaz. Vaazlarla tövbe etmeyenler, mucize de görseler tövbe etmezler.

Mucize arama, onları yaptığını söyleyenleri bile arama, onun yerine Allah’ın Sözünü ara ve ona itaat etmeye çalış. İşte, aziz Pavlus’un, öğrencisi Timoteus’a yaptığı acil uyarı budur. Allah’ın Söz’üne itaat yorucu olabilir ve beraberinde zorluk ve zulümler getirebilir, ama bizi, Pilatus ve tüm halk önünde, görünmez Allah’ın ışığının tanığı olan İsa’ya şimdi ve gelecekte bağlayan tek şey budur.

Sorelle Fraternità Gesù Risorto – Konya
miriam@cinquepani.it

Olağan devre – 25. Pazar Günü – C

Litürji

Kutsal Kitab’ın Okunması

18/09/2022 – OLAĞAN DEVRE – 25. Pazar Günü – C

İlk Okuma Amos 8,4-7 Mezmur 112 İkinci okuma 2Tim. 2,1-8 İncil Luka 16,1-13

Aziz Pavlus sadık öğrencisi Timoteus’a mektubunda Hristiyanların dua etmesinin çok gerekli olduğunu ısrarla yazmaktadır. Onlar “nerede olurlarsa olsunlar” onların “her çeşit dua, yakarış ve şükran dualarıyla” dua etmeleri gerekmekte olduğunu söylemektedir. Onlar özellikle “krallar ve gücü elinde olanlar için” dua etmeliler, çünkü halkların huzuru ve barışı onlardan kaynaklanmaktadır.

Marinus van Reymerswaele, The parable of the unjust steward, 1540
Marinus van Reymerswaele, The parable of the unjust steward, 1540

Ayrıca bu, imanlıların dünyadaki İncil’i yayma görevlerini devam ettirebilmeleri için de önemlidir. Dünyanın buna ihtiyacı vardır: Çünkü İncil geldiği zaman insanlar gerçek bir barış, destek, birlik, paylaşma yürüyüşüne başlarlar ve de bu herkesin gelişiminde önemlidir. Dua her iyi ve faydalı işin temelidir: Gerçekten de varlığımızı ve işimizi faydalı kılacak alçakgönüllülük, uysallık ve bilgelik Ruh’unu sadece Rab’bimizden alabiliriz.

Dünyevi şeylere bağlı olmamak, hatta onları Göklerin Hükümranlığı yararına kullanmak için gereken ışığı ve bilgeliği de Rab’bin Ruh’undan alırız. Bunu İsa bize hikayesi ile anlatır. O daha önce öğrencileri ve kalabalıkla zenginliklerin imana engel olabileceği ve ayartma olabilecek tehlikeleri ve dolayısıyla insanın yaşam ciddiyeti ve sevincini engelleyebileceği üzerinde konuşmuştu. Bu anlaşılması güç olan bir konudur, özellikle zenginlikleri arttırmayı Allah’ın bir lütfu olarak gören çevrelerin düşünce tarzı için! O zamanlarda Yahudiler’in düşünce tarzı, günümüzünkinden çok farklı değildir! İsa bunu bilmekte, bu sebepten birçok defa bu konuya değinmektedir.

Bazıları İsa’nın dürüst olmayan kahya hikayesiyle kurnazlığı ve dürüst olmamayı övdüğünü zanneder. Fakat hikayenin sonucuna dikkat edersek İsa’nın öğrencilerinden dünyevi zenginlikleri ruhani bir kurnazlıkla kullanmalarını istediğini anlıyoruz. Gereken kurnazlık, bitecek bir rahatlık için zenginlik toplamak değildir, ölümden sonraki yaşamı garantilemektir. Bizim maddi rahatımız için zenginlikleri kullandığımızda bu zenginlikleri haksız, dürüst olmayan şekilde kullanmış oluruz. Bu zenginlikler aldatıcıdır, çünkü yaşamımızdan sonra yanımızda olmayacaklardır. Bu sebepten zenginlikleri öyle bir şekilde kullanmalıyız ki daha sonra işimize yarasınlar. Eğer fakirlere, muhtaç olanlara yardım edersek ve zenginliklerden faydalanmalarını sağlarsak Göklerin Hükümranlığında onlar bizim tanıklığımızı yapacaklardır. Bizden yardım gören fakirler ebedi konutlarımızda bizlere eşlik edecek gerçek zenginliklerdir! Ayrıca, dünyevi zenginlikleri kullanmakta Allah’a sadıksak yani onları zayıflara sevgisinin bir işareti olarak kullanırsak, o zaman Allah bize hükümranlığı için önemli hizmetler verebilecektir. Biz de Kilise’de fakirliği seçmiş olan kişilere değer veriyoruz, onların söylediklerini dikkatle dinliyoruz. Peygamber Amos’un duyarlılığı gerçekten de bizim ki gibidir.

Azizleri düşündüğümüz zamanlar ilk aklımıza gelenler her şeylerini fakirlere dağıtan ve bu şekilde kendilerini somutça Baba’nın ellerine emanet eden olanlardır! Bu şekilde onlar Allah’ın babalığının, İsa’nın öneminin ve güvenilirliğinin, Kutsal Ruh’un derinliğinin tanıklığını yaparlar.

Krallar ve gücü elinde olanlar için” dua ederken Peder’e hayatımızı ve yorgunluklarımızı sunacağız öyle ki O, onların da hem kendi hem de topluluğun zenginliklerini bilgelikle kullanmalarını sağlasın.

Sorelle Fraternità Gesù Risorto – Konya
miriam@cinquepani.it

Olağan devre – 24. Pazar Günü – C

Litürji

Kutsal Kitab’ın Okunması

11/09/2022 – OLAĞAN DEVRE – 24. Pazar Günü – C

1.Okuma Çıkış 32,7-11.13-14 Mezmur 50 2.Okuma 1Tim. 1,12-17 İncil Lk 15,1-32

Bugünkü okuma metinlerin teması günah gerçeği ve bunun ciddiyetidir. İlk önce İsrail halkının günahı, sonra da Havarinin günahı, sonunda tüm insanların günahları gösterilmektedir. Günah çok ciddi bir gerçektir, ancak çaresiz değildir. İsrail halkı; kendi zevkine uygun, dolayısıyla tek gerçek Allah’ın hikmetli emirlerini terk ederek kolayca takip edilebilen sahte bir tanrı kendine seçti. Bu şekilde halk kendisinin dindar olduğunu zannediyordu, kendisini Mısır’ın köleliğinden kurtaran ve hürriyete kavuşturanı terk etmiş olmasına rağmen…

Lost Coin, from Art in the Christian Tradition, a project of the Vanderbilt Divinity
Lost Coin, from Art in the Christian Tradition.

Bu günah o kadar ciddi idi ki Allah, sadece sadık kalan Musa’yı kurtarmak isteyerek halkı tek başına bırakmaya karar veriyor. Fakat tam da Musa halkın kurtuluşu için aracı oluyor: O, Allah’tan ataları İbrahim, İshak ve Yakup’a verdiği sözü geri çekmemesi için dua ediyor. Bu şekilde Musa, kendisinin Allah’ınınkine benzer bir yüreğe sahip olduğunu ispat diyor. Ve de Allah, Musa’nın duası ve verdiği sözlerin hatırası sayesinde sadakatsiz halkına hala sevgi ile bakmaktadır.

Allah’ın iyiliği beklenmedik ve eş koşulmaz bir şekilde Pavlus’un yaşamında da belirdi. O sadece Allah’ın Oğlu’nu küfrederek inkar etmekle kalmıyor, Kilise’ye de zulüm ediyordu. Fakat Allah ona, dolayısıyla tüm Kilise’sine ve tüm dünyaya da merhamet etti. Gerçekten de Pavlus’a gösterildiği iyilik sayesinde birçok yerde büyük kalabalıklar onun ağzından İncil’i duyabildi. Kilise’ye zulmeden Pavlus, İsa’nın öğrencisi olunca O’nun tarafından, yaşamı ve sözleriyle, İsa’nın, günahkarları kurtarmak için geldiğini müjdelemekle görevlendirildi. Pavlus kendini en kötü günahkar olarak görüp kurtarılmaya en çok ihtiyaç duyan oldu.

Diğer günahkarlar kimlerdir? Gerçekten dünyada hala başka günahkarlar var mı? Allah onlar hakkında ne düşünüp onlara nasıl davranıyor?

İsa bütün bu sorulara meselleri ile cevap veriyor. Tüm insanlar günahkardır. İsa’nın gördüğü de budur. Herkes aynı şekilde günahkar değildir, ama tüm insanlar Baba’ya bakıp bütün insanları yüreğine kabul edebilme arzusunu gerçekleştireceklerine kendi arzularını ve ilgilerini gerçekleştiriyorlar.

Bazı kişiler Allah’tan ve birliğinden isteyerek ayrıldıkları için günahkarlardır, bazıları ise O’nun yanında imiş gibi gözükmelerine rağmen günahkardır.

Herkes vicdan yoklaması yapmalı, herkes Baba’nın sevgisiyle kendini mukayese etmelidir. Ve ben O’nun sevgisini kabul ediyor muyum? O’nun bana olan sevgisine cevap veriyor muyum? O’nun kardeşlerimi sevmesini kabulleniyor muyum? Başkasına verdiği sevgiye katılıyor muyum?

Baba ve iki oğul hikayesi hepimizi kapsar. Hepimizin, sevinçte yaşayabilmek ve sevinç sebebi olabilmek için, Baba’nın evine ve yüreğine dönmeye ihtiyacımız vardır. Herkes günahkardır, ama hiç kimse Allah’a dönemeyecek veya O’nun sevinci olamayacak kadar günahkar değildir!

Ben ve sen günahkarız, ama Baba kaybolan kuzusunu arayan çoban gibi, bizi bayram yapmak için beklemektedir. Fakat bizler içgüdülerimizi takip eden hayvanlar değiliz, bizlerin iradesi vardır ve isteyerek, dönüş yolunu bulmak için, alçalmalıyız. Baba’mızın evinde ekmek ve şefkatin, hürriyet ve birliğin var olduğunu bize hatırlatan hafızamız var. Allah’ın sevgisini terk ettiysek, suçlu olduğumuzu söyleyen bir vicdanımız da var. Baba hürriyetimize saygı göstermekte ve kendi hür kararımızı beklemektedir. Dönmemiz için, bayram yapmaya hazır bir yürekle bizi beklemektedir, elleri uzanmış bizleri kucaklamaya hazırdır.

Ayrıca Baba, bayramından hiç kimseyi dışlamak istememektedir. Maalesef, büyük oğul gibi, Allah’tan verilen sözlerini uygulayanlar, fakat O’ndan merhametli olmayı öğrenmeyenler de var. Allah için bir evlat olmayı isteyen, sadece O’nun için çalışmaya değil, ilk önce O’nun sevme şeklini, O’nun Baba olma şeklini öğrenmeye de çalışacaktır. O’nun yüreğine böylece giren, artık günahkar değildir ve göklerin hükümranlığını inşa etmeye başlamaktadır.

Sorelle Fraternità Gesù Risorto – Konya
miriam@cinquepani.it

Olağan devre – 23. Pazar Günü – C

Litürji

Kutsal Kitab’ın Okunması

04/09/2022 – OLAĞAN DEVRE – 23. Pazar Günü – C

1 Okuma Bilgelik 9,13-18 Mezmur 89 2 Okuma Filemon 9-10.12-17 İncil Luka 14, 25-33

Allah bize yaşam doluluğunu vererek mutluluğumuzu ister! Sadece O gerçek mutluluğun yolunu bilir, çünkü bizi O yarattı. Biz O’na hiçbir şey öğretemeyiz, özellikle bize yaşamımız için hikmetini verdiği zaman! Bizler bedenimizin arzularından ve hırslarından ağırlaşıyor ve mantığımız kapanıyor.

Tiziano (1490–1576), Christ (detail)
Tiziano (1490–1576), Christ (detail)

Bunun için sadece Baba’dan gelebilecek hikmete ihtiyacımız var. İlk okuma bu konu üzerinde ısrar eder. Bu da gerçektir: bunu etrafımıza bakarken ve bazı kişilerin tüm yaşamları için sadakat sözü verdikleri eşlerini ne kolaylıkla değiştirdiklerine bakarken, anlıyoruz. Onlar Baba Allah’tan ne tavsiye istiyorlar, ne de Onun verdiği emirleri dikkate alıyorlar. O anki arzularına bakarak, zevkten doğan bir arzuya uyarak kendileri ve başkaları için üzüntülü durumlar yaratıyorlar. Eğer Allah’ın hikmetini arama arzumuz olsa, yaşamımız barışçıl ve huzurlu bir yol kat ederdi. Emniyetli ve düz olan Allah’ın yolu, İsa’dır! Bu sebepten Kendisi’ni izlememizi arzu eder ve Onu ana ve tek yol olarak görmemizi tavsiye eder. “”Biri bana gelip de babasını, annesini, karısını, çocuklarını, kardeşlerini, hatta kendi canını bile bana üstün tutarsa, benim şakirdim olamaz”.

Birçok kişi İsa’yı izliyordu, ama O, aralarından bazılarının değişik ilgileri olduğunu ve Onun için acı çekmeye hazır olmadıklarını anlıyordu. Bu sebepten Onu başka bir amaç için izleyenleri vazgeçirmeye çalışmakta idi ve akrabalarını, hatta kendisinden vazgeçmeye hazır olmayanların Onun yanında kalmayı beceremeyeceklerini söylüyordu. Kim İsa’yı ciddiyetle seviyorsa, er geç kendi akrabaları tarafından bile anlayışsızlıkla karşılaşır. Anne, baba, eş, kardeşler, arkadaşlar ona engel koyabilirler: herkes İsa’yı sevenin düşmanı olabilir. İsa’yı seven sevimli olur, ciddi olur, cömert, dürüst, saf, gerçekçi, samimi olur. Fakat bu güzel nitelikler, kendi kötü arzu ve duygularına göre yaşamak isteyenler için veya dürüst olmayan ve mali kazançlarını elde etmek isteyenler için, dayanılmaz ve rahatsız edici olabilirler çünkü kendi kötü davranışlarına karşı sessiz bir yargılama olarak algılanabilirler. İsa ile birlikte olmak isteyenler mucizeler yapmaya devam eden bir kişi ile birlikte olmadıklarını anlamaları gerekiyor, tersine haçta ölecek ve büyükler ve herkes tarafından terk edilen biriyle birlikte olacaklardır. Sen Onun öğrencisi olmak istiyor musun? Hesaplarını iyi yap: seninkilerin şefkatinden mahrum kalmayı bilir misin? Kendi arzularından ve dünyanın zenginliklerinden vazgeçmeye hazır mısın? Hesaplarını inşaata başlayanlar gibi yap veya bir kralın ordusunu düşmana yönlendirmeye hazırlandığı gibi programlan. Düşün: Hangi raddeye kadar yalnızlığa, hor görülmeye ve sevdiklerin tarafından dışlanmaya hazırsın?İsa, yaşamdır, bütünlüktür. Onunla yaşamaya başlayan artık Ondan uzak kalamaz, Onsuz yaşayamaz. İsa ile biraz birlikte kal, Ondan öğren, o zaman da her şeyden ve herkesten mahrum kalmayı öğreneceksin, gerçek sadık bir öğrenci olacaksın. İmanda sağlam olmak için fedakârlıklar şarttır: aziz Pavlus da arkadaşından zor bir karar vermesini ve imanını belirtmesini istedi. İmanlı olmuş kölesini tekrar kabul etmesini, artık köle olarak değil kardeş olarak kabul etmesini istedi. İsa’nın sevgisi bizi değiştirir ve başkalarıyla da ilişkilerimizi değiştirir. Onunla birlikte kalmak için gerçekten Onu her şeyden çok ve her şeyin üzerinde sevmek gerekiyor!

Sorelle Fraternità Gesù Risorto – Konya
miriam@cinquepani.it