Olağan devre – 25. Pazar Günü – A

24/09/2023 – OLAĞAN DEVRE – 25. Pazar Günü – A

1.Okuma Yeş 55,6-9 Mezmur 144 2.Okuma Fil 1,20-27 İncil Mt 20,1-16

Litürji

Kutsal Kitab’ın Okunması

Benim düşüncelerim sizin düşünceleriniz gibi değil”. Bunu Allah söylüyor ve de bunu birçok defa tekrar söylemek zorundadır. Bunu İsa, Petrus’a dedi: O, İsa ile uzun zaman yaşamasına rağmen hala dünyaya göre yaşamakta idi. Peder yüreklerin derinliğine bakıyor ve bizim düşüncelerimizin O’nun kilerine benzemedikleri zaman bunu fark ediyor.

Millet, Jean François, 1814-1875. In the Vineyard
Millet, Jean François, 1814-1875. In the Vineyard

Gerçekten de O, sevgiden başlayarak, bir şeylere mal olan sevgi aracılığıyla sevgiye ulaşıyor, bizler ise ya başta ya da sonda içine bencillik katıyoruz. İçimizde kendiliğinden doğan ve büyüyen bencillikten, sadece bir zevk arayışı olan ve sevgi kelimesinin altını bile örten bencillikten tamamen serbest hiç olmuyoruz. Allah’ın bu acı sözlerini dinlerken, içimizdeki düşünceleri değiştirmeyi, O’nun düşüncelerine uygun düşünmeyi arzulamalıyız. Bunu nasıl yapabiliriz? Kolaydır: İsa’yı dinlemek yeterlidir. O, öğrencilerini ve kalabalığı eğitmek için çok zamanını ayırdı, onlara Baba Allah’ın düşüncelerini öğretiyordu. İncil’de okuduğumuz hükümranlık hakkındaki benzetmeler de çok güzel ve anlam doludurlar: Onların vasıtasıyla İsa bizlere Allah’ın düşüncelerini aktarıyor, onlardan zevk almamızı sağlıyor ve onları imanla kabullenmemize yardım ediyor.

Bugün dinlediğimiz benzetme, Baba’nın sevgisinin değişik yönlerini görebilmemiz için özellikle zengin ve faydalıdır. Sevginin bu yönlerini tek başımıza geliştiremiyoruz.

Bir ev sahibi, bağı için işçi aramaktadır. İsa’yı dinleyenler bağdan bahsedildiği zaman Allah’ın halkından bahsedildiğini biliyor. O halde bağın işçileri; halkın iyiliği için, Allah’tan bütün halklar için özel bir görev alan o halkın iyiliği için çalışacak olan kişilerdir.

O ev sahibi sanki her üç saat başında evden çıkmaktan, kendisi için çalışmak isteyenleri aramaktan başka şeyi yapmak istememiş gibidir. Mademki o kadar çok işçi çalıştırmakta, bağının çok büyük olduğu anlaşılıyor. Ev sahibi bağına çok düşkün, aynı zamanda başkalarından yardım kabul edip kendisi ile işbirliği yapmaya aralıksız çağırıyor. O, işini tek başına ileri götürmek istemez. Bunun için o, kimsenin zamanını boşa harcadığını görmek istemiyor. Bağında herkes için yer var!

Benzetmenin bütün bu ayrıntılarından ne anlıyorsun? Ben şunu anlıyorum, Allah’ın ve insanların tek bir amacı olmalı, işbirliği yapmalıdırlar. Allah’ın bağında çalışmayanlar; zaman kaybetmekte, tembeldirler ve geçinmek için hiç bir şeyleri olmayacaktır.

Düşüncelerimizin Allah’ın düşüncelerinden değişik olduklarını anlamamıza yardım eden başka bir şey, maaş verme şeklidir. Biz maaş saptamanın tek yolunun bir kişinin yaptığı işi değerlendirmemiz olduğunu düşünüyoruz. Göklerin egemenliğinde başka düşünme şekli vardır. Allah’ın başka kriteri vardır. O; Kendisi için çalışanların tüm yaşamlarını Kendisine bağladıklarını, dolayısıyla yaşam desteğini hak ettiklerini de biliyor. Bu ne bölünebilir ne de artırılabilir. Allah’ın verdiği maaş, Kendi sevgisidir. Bu, Kurtarıcı İsa’da insan olmuş sevgidir, Kurtarıcıdan gelen kurtuluştur. O, kurtuluşu yarıya indiremez, sevgisini de ikiye katlayamaz. O halde hepimiz aynı “parayı” alacağız ve herkesin, sadece gününün son bölümünü harcamış olanların da, kurtulmalarından ve Oğul İsa aracılığıyla Baba tarafından sevilmelerinden sevineceğiz! Peder’imizin karşılıksız sevgisine katılmaktan daha iyi düşünme şekli yoktur!

Bu harika ve yeterli ödülden Filipililere Mektubunda aziz Pavlus da bahsediyor. Havari herkesin kendisinin alacağı ödülü alması için yaşamını vermek isterdi: o kendini tam vererek çalıştı ve acı çekti, korkunç zulümler ve yorgunluklar çekti ve bizlerin zayıf olmamıza ve Allah’ın hükümranlığı için çok çalışmamamıza rağmen kendisininki aynı kurtuluşu ve sevinci paylaşacağımızı ümit ediyor. Allah’ın düşünceleri ne kadar güzel ve yolları ne kadar harika! Ve de bizi kıskançlığın, çekememezliğin, kötülülüğün bile köleleri kılan dünyadaki düşünme şekillerini bırakarak O’nun gibi düşünmek ne kadar güzel ve sevinçli olmaktadır. Bütün toplumda ve kişisel olarak her insanda bu düşmanları yok etmek için bağın bütün işçileri çalışmaktadırlar. Onlar bu düşmanları ilk önce kendi kendilerinde yok etmek için çalışacaklar.

Sorelle Fraternità Gesù Risorto – Konya
miriam@cinquepani.it

Olağan Devre XXIV. Cuma

RESPONSORİUM 1. Sel. 2,4.3                                   ¥   Allah tarafından Müjde’yi emanet almaya layık görüldüğümüz için, insanları değil, * yüreklerimizi sınayan Allah’ı hoşnut edecek biçimde konuşuyoruz. ¶  Çağrımız yalana ya da kirli bir amaca dayanmıyor; bunun hileli bir yönü de yoktur. * yüreklerimizi sınayan Allah’ı hoşnut edecek biçimde konuşuyoruz.

Olağan Devre XXIV. Perşembe

RESPONSORİUM  Lk. 12,48; Bil. 6,6                                      ¥ Kime çok verilmişse, ondan çok istenecek. * Kime çok şey emanet edilmişse, kendisinden daha fazlası istenecektir.  ¶ Yüksek konumda bulunanlar, insafsızca yargılanacak,  * Kime çok şey emanet edilmişse, kendisinden daha fazlası istenecektir.

Olağan Devre XXIV. Çarşamba

RESPONSORİUM  Si. 32,1-2; Mk. 9,35                                          ¥ Seni başkan  mı yaptılar? Burnun büyümesin, * Görevlerini yerine getirdikten sonra yerine otur. ¶  Birinci olmak isteyen en sonuncu olsun, herkesin hizmetkârı olsun.* Görevlerini yerine getirdikten sonra yerine otursun.

https://play.google.com/store/apps/details?id=com.netguru.ibreviary&hl=tr&gl=US

Olaüan XXIV. Salı

RESPONSORİUM  2. Kor. 12, 14-15; Fil. 2,17                            ¥   Sizde olanı değil, sizi istiyorum. Çocukların anne babaları için değil, anne babaların çocukları için para biriktirmesi gerekir. *Ben de canlarınız uğruna malımı da kendimi de seve seve harcayacağım. ¶  Kanım imanınızın sunusu ve hizmeti üzerine adak şarabı gibi dökülecek olsa da seviniyor, hepinizin sevincine katılıyorum.*Ben de canlarınız uğruna malımı da kendimi de seve seve harcayacağım.

CET Genel Başkanı ve İzmir Büyükşehir Başepiskoposu Monsenyör Martin KMETEC, Anadolu Havarisel Temsilciliği Yardımcı Episkkoposu olarak seçilen Mons. Antuan ILGIT S.J. için tebrik mesajı yayınladı

Monsenyör Martin mesajında, Monsenyör Antuan’ın görevlendirilmesinden duyulan sevinci belirtti ve vereceği tanıklığın pek çok kişinin imanında güvenilir bir rehber olacağını söyledi.
Kendisini kişisel olarak ve CET adına tebrik ederek Rabbimiz Mesih İsa’ya ve Kilise’nin Annesi Meryem Ana’nın şefaatine emanet etti.

Monsenyör Martin mesajını “Episkopos olarak Kilise’ye hizmet etme isteğiniz için size teşekkür ediyor, bu vesileyle Rab’de derin bağlılıkla sizi selamlıyorum” cümlesi ile bitirdi.

Olağan XXIV. Pazartesi

RESPONSORİUM   Bkz.  Hez. 34,15-16                                                ¥ Ben kendim koyunlarımı güdeceğim, onları kendim yatıracağım,  Rab böyle diyor. *Yiteni arayacak, yolunu şaşıranı geri getireceğim. ¶ Ama semizlerle güçlüleri yok edeceğim. *Yiteni arayacak, yolunu şaşıranı geri getireceğim.

Olağan XXIV. Pazar

RESPONSORİUM Mez. 23(22), 1-2.3                                           ¥  Rab çobanımdır, Eksiğim olmaz. * Beni yemyeşil çayırlarda yatırır. ¶  Adı uğruna bana doğru yollarda öncülük eder.* Beni yemyeşil çayırlarda yatırır.

Olağan XXIII. Cumartesi

RESPONSORİUM  Bkz. Rom. 3, 23-25; 1. Kor. 15,22                                              ¥   Çünkü herkes günah işledi ve Allah’ın yüceliğinden yoksun kaldı. Fakat İsa Mesih’te olan kurtuluşla, Allah’ın lütfuyla, karşılıksız olarak aklanırlar. * Allah Mesih’i, kanıyla günahları bağışlatan kurban olarak sundu. ¶  Herkes nasıl Adem’de ölüyorsa, herkes Mesih’te yaşama kavuşacak. * Allah Mesih’i, kanıyla günahları bağışlatan kurban olarak sundu.

Olağan devre – 24. Pazar Günü – A

Litürji

Kutsal Kitab’ın Okunması

17/09/2023 – OLAĞAN DEVRE – 24. Pazar Günü – A –

1.Okuma Sirak 27,30.28,7 Mezmur 103 2.Okuma Rom 14,7-9 İncil Mt 18,21-35

Rab bizi beraber yaşamaya yönelik eğitiyor. Geçen pazar gününün okumaları aracılığıyla bize birbirimizi sevgiyle düzeltmeyi öğretti. Bugün bize başka önemli bir öğretiş de vermektedir. Cemaat içinde de günahkarlar, bize haksızlık eden veya bizi incitenler vardır. Onlara nasıl davranmamız gerekiyor? Kayin gibi yedi katı intikam alarak mı? “Göze göz, dişe diş” kuralı uygulayarak mı?

Jan Sanders van Hemessen (1500–1579), The Parable of the Unmerciful Servant
Jan Sanders van Hemessen (1500–1579), The Parable of the Unmerciful Servant

Aziz Pavlus kendimiz için değil, Rab için yaşadığımızı bize hatırlatıyor! Bundan dolayı davranışlarımızın ve ‘haklı’ tepkilerimizin motivasyonlarını burada bulmamız gerekiyor: ‘Rab için ne daha iyidir?’. Kardeşlerimizin, Hristiyan cemaate ait olmayanların da hayatımızda Allah’ın yüzünün nurunu görebilmeleri lazım.

Allah nasıldır? İnsanların günahının karşısında nasıl bir davranış gösterir? O’na hakaret edene nasıl davranır? Bunu bilmediğimizi söyleyemiyoruz. Mezmurlar’da dua ederek şunu öğrendik: “O, tüm günahlarını bağışlar ve bütün hastalıklarından seni kurtarır;… günahlarımıza göre davranmaz bize, suçlarımıza göre ceza vermez… Doğu batıdan ne kadar uzaksa, o kadar uzaklaştırır bizden günahlarımızı” .

Allah’ımız öyle ise, O’ndan farklı olmaya nasıl kendi kendimize izin verebiliriz, bu hakkı kendimizde nereden buluruz? Eğer Allah affeder ve daima affetmeye hazır olursa, intikam almak için ya da kin duygularını beslemek için nasıl kendi kendimize izin verebiliriz?

Biz Allah’ımızın evlatları olmak, bunun için O’na benzemek de istiyoruz. Allah’a benzerlik dış görünüşle olamaz, davranışlarımızla, canımızın ve ruhumuzun tepkileriyle olması lazım.

Sirak Kitabından okuduğumuz bölüm bize değerli ve inandırıcı öğretişler vermektedir. “Bir insan başkasına karşı öfke beslerse, Allah tarafından bağışlanmayı nasıl isteyebilir?”. “Yaşamın sonunu hatırla ve kin beslemekten vazgeç”. “Yüce Allah’ın ‘Antlaşma’sını’ hatırla ve yakınının suçunu unut”.

Bu öğretişler, İsa’nın Petrus’a anlattığı çok güzel ve etkili benzetmenin temelidir. İsa Petrus’un, “yedi kez değil, yetmiş kere yedi kez” sözünü anlaması için bu misali anlattı. Petrus, İsa’ya kendisini inciteni kaç kez bağışlaması gerektiğini sormuştu. Petrus yedi kere’yi önererek kendinin çok bağışlayıcı olduğunu düşünüyordu! Bir yandan gerçekten bağışlayıcıydı, çünkü biz de sık sık “ikinci kez seni affediyorum, ama üçüncü…” diyoruz. İsa ise hesap etmemizi istemiyor. Sevgi eylemlerimizi hesaplamamızı istemiyor: Anneler de onları saymaz! Sevgi eylemlerini sayan, sevmekte değildir! Kaç kez affettiğini sayan, affetmez! Allah böyle davranmaz!

Bugünkü benzetmede İsa, uşağın efendisine şöyle dediğini anlatıyor: “Bana karşı sabırlı ol! Sana bütün borcumu ödeyeceğim!”. Efendisi yalnız sabırlı olmakla kalmadı, ona acıyıp, bütün borcunu bağışladı! Bu, Allah’ın bize verdiği örnektir, sevinçle ve hakiki bir minnetle tutmamız gereken davranıştır.

Baba’nın bize davrandığı gibi davranmayan, aldığı aftan da mutlu olamayacaktır. O’nun ebedi hayatını, yani ilahi hayatı kabul edemez, çünkü affı reddederek bu hayatı reddetti.

Affetmek zordur, fakat bunu yaptığımızda büyük bir sevinç, kardeşlik, huzur ve hayat kaynağı olduğunun farkına varırız. Affetmemiz sayesinde Allah’ın hayatından birazcığı sanki dünyaya girer.

Rab İsa, kardeşlerimize, Peder’in sevgisinin ve kucaklaşmasının işareti olarak, affı verebilmemizi sağladığın için sana teşekkür ediyoruz. Böylece O’nun iyiliğini tanıtıp sevdiriyoruz, böylece O’na ve Sana şan veriyoruz, böylece dünyaya Hayat kaynağı olan Yaşamı ‘ithal ediyoruz’!

Sorelle Fraternità Gesù Risorto – Konya
miriam@cinquepani.it

Olağan XXIII. Cuma

RESPONSORİUM Bkz.  Yu. 17,20.21.22.18                  ¥   Onlar için dua ediyorum hepsi bir olsunlar. Baba, senin bende olduğun ve benim sende olduğum gibi, Bana verdiğin yüceliği onlara verdim.* Öyle ki, bizim bir olduğumuz gibi bir olsunlar. ¶ Sen beni dünyaya gönderdiğin gibi, ben de onları dünyaya gönderdim.* Öyle ki, bizim bir olduğumuz gibi bir olsunlar.

Olağan Devre XXIII. Perşembe

RESPONSORİUM   1. Yu. 3, 2-3                                          ¥   Şimdiden Allah’ın çocuklarıyız, ama ne olacağımız henüz bize gösterilmedi. * Mesih göründüğü zaman O’na benzer olacağımızı biliyoruz. Çünkü O’nu olduğu gibi göreceğiz. ¶ Mesih’te bu umuda sahip olan, Mesih pak olduğu gibi kendini pak kılar. * Mesih göründüğü zaman O’na benzer olacağımızı biliyoruz. Çünkü O’nu olduğu gibi göreceğiz.

Büyükdere Meryem Ana’nın Doğuşu Kilisesi Mahalli Kilise Statüsü aldı, P. Anton Bulai Ofm. Conv. Başrahip olarak görevlendirildi

10 Eylül 2023 Pazar günü İstanbul Latin Katolik Kilisesi Havarisel Temsilcisi Episkopos Massimiliano Palinuro’nun yönettiği ayinle, Büyükdere Meryem Ana’nın Doğuşu Kilisesi Mahalli Kilise niteliğini kazanırken P. Anton Bulai Ofm. Conv. de Kilise’in başrahibi olarak görevlendirildi.

Ayinin başında Kilise rahiplerinden ve CET Genel Sekreteri P. Lucian Abalintoaiei Ofm. Conv. CET Episkoposlarının görevlendirme fermanını okudu. Ardından Episkopos Massimiliano, Kilise’nin anahtarını kapıda Başrahip Anton Bulai’ye teslim etti.

Ayin, Kilise’nin de bayramı olan 8 Eylül Bakire Meryem Ana’nın Doğum Günü’nü takip eden ilk Pazar günü kutlandı. Monsenyör Massimiliano vaazında, Oğlu’nun sayesinde kurtuluşa eren ilk kişi olan Meryem Ana’dan ve Mesih İsa’nın Kilisesinden söz etti.

Başrahiplik görevinin önemine vurgu yapan Monsenyör Massimiliano, kendisinin ayin bitene kadar oturduğu koltuğa son takdisten önce, Başrahip Anton Bulai Ofm.Conv’i davet etti. Episkopos, başrahibin bu makamda episkoposun takdiri ile bulunduğunu; yetki ve görevlerinin episkopos tarafından kendisine tahsis edildiğini vurguladı.

Ayin sonunda, Kilise avlusunda düzenlenen kokteylde cemaat, davetliler ve ruhbanlar  kardeşlik ve sevinç içinde bir araya geldiler.

13 Eylül Aziz Altın Ağızlı Yuhanna İstanbul’un Koruyucu Azizi, Anma

https://play.google.com/store/apps/details?id=com.netguru.ibreviary&hl=tr&gl=US

AZİZ YUHANNA KRİSOSTOMOS

Anma

Yuhanna, Antakya’da varlıklı bir Hıristiyan ailesinden doğdu. Kısa fakat yoğun bir keşişlik deneyinden sonra Antakya’da rahiplik yaptı (386-397) ve episkopos Flavianus’ tarafından vaiz görevine atandı. Vaiz Yuhanna’nın şöhreti, bu ara, öylesine yayılır ki  İstanbul’a (Constantinopolis’e) getirilir ve bir zamanlar Nazianzlı Gregorius’un bulunduğu Episkoposluk görevine atanır. Doğu’nun en itibarlı ve siyasal olarak en önemli Episkoposluk koltuğunun bir Antakyalı tarafından işgal edilmesinden hiç hoşlanmayan İskenderiye Episkoposu Teofilos, Yuhanna’yı görevinden alıp sürgüne gönderen “Meşe Sinodu”nun öncülüğünü yaptı.  Yuhanna ise, halkın zorlu isteği sayesinde, görevine döndü, fakat kısa süre sonra Ermenistan dağlarına doğru sürgün yolunu tuttu. Üç yıl sonra ise kötü yaşam koşulları ve çektiği eziyetler sonucunda öldü. Acı kaderi, ölümünden sonra, kutlamaya ve yüceleşmeğe yer verdi. Son anlarında bile birçok yüreklendirici ve tinsel açıdan, yönlendirici mektubu yazma gücünü buldu.       

Olağan Devre XXV. Perşembe

RESPONSORİUM   Bkz. Yu.10, 14 Hez.34, 11-13                                             ¥  Ben iyi çobanım.* Benimkileri tanırım, benimkiler de beni tanır. ¶  Ben kendim koyunlarımı arayıp soracağım. Onları ulusların arasından çıkaracak, ülkelerden toplayacak, kendi yurtlarına geri getireceğim. * Benimkiler de beni tanır. Benimkileri tanırım.

https://play.google.com/store/apps/details?id=com.netguru.ibreviary&hl=tr&gl=US

Olaüan Devre XXIII. Salı

RESPONSORİUM Mez. 19 (18),9; 1. Yu. 2,5                                    ¥ Rab’bin kuralları doğrudur, yüreği sevindirir,*  Rab’bin buyrukları arıdır, gözleri aydınlatır. ¶ O’nun sözüne uyan kişinin Allah’a olan sevgisi gerçekten yetkinleşmiştir. * Rab’bin buyrukları arıdır, gözleri aydınlatır.

Olağan Devre XXIII. Pazartesi

RESPONSORİUM  Bkz. Yşa. 38, 3; 1. Yu.2,6;5,3;2,5                                     ¥ Yürekten bir sadakatle Allah’ımızın önünde yaşayalım. * Onun isteği doğrultusunda, sözüne uyarak yürüyelim. ¶  Allah’ta bu sevgi, gerçekten yetkindir.  * Onun isteği doğrultusunda, sözüne uyarak yürüyelim.

Olağan Devre XXIII. Pazar

RESPONSORİUM Bkz. Mez. 31 (30), 20; 1. Kor. 2, 9                                                 ¥  İyiliğin ne büyüktür, ya Rab,  Onu senden korkanlar için saklarsın,  Herkesin gözü önünde,*  Sana sığınanlara iyi davranırsın. ¶ Allah’ın kendisini sevenler için hazırladıklarını Hiçbir göz görmedi, Hiçbir kulak duymadı, Hiçbir insan yüreği kavramadı.* Sana sığınanlara iyi davranırsın.

Olağan Devre XXII. Cumartesi

RESPONSORİUM  Mt. 5, 4.6.5                                       ¥  Ne mutlu yaslı olanlara! Çünkü onlar teselli edilecekler. * Ne mutlu doğruluğa acıkıp susayanlara! Çünkü onlar doyurulacaklar. ¶  Ne mutlu yumuşak huylu olanlara! Çünkü onlar yeryüzünü miras alacaklar.* Ne mutlu doğruluğa acıkıp susayanlara! Çünkü onlar doyurulacaklar.

Olağan devre – 23. Pazar Günü – A

Litürji

Kutsal Kitab’ın Okunması

10/09/2023 – OLAĞAN DEVRE – 23. Pazar Günü – A

1. Okuma Hez. 33,7-9 Mezmur 94 2.Okuma Rom 13,8-10 İncil Mt 18,15-20

Aziz Pavlus’u dinlemekle başlayalım. O İsa’yı şahsen tanımadı, ama Ruh’unu aldı. Bu sebepten öğretileri İsa’nın birçok durumda öğrencilerine öğrettikleriyle tamamen uyum içerisindedir.

James Tissot (1836–1902), Two or Three are Gathered in my Name (Deux ou trois personnes assemblées en mon nom)
James Tissot (1836–1902), Two or Three are Gathered in my Name (Deux ou trois personnes assemblées en mon nom)

Pavlus, Hristiyanlar arasında hüküm sürmesi gereken karşılıklı sevgiden bahsediyor. Bu sevgi hiçbir zaman ödeyemediğimiz bir borçtur, Allah’a karşı olan bir borcumuzdur. O bizi o kadar çok sevdi ki, biz etrafımızdakileri ne kadar çok sevsek bile O’na borcumuzu hiç ödeyemeyiz.

Komşumuzu sevmek yani ihtiyacı olan herkesi sevmek Kutsal Yasa’nın gerçekleşmesidir: Allah bize emirlerini, sevginin değişik yüzlerini yaşamamız için verdi. Zina işlememek gerçek sevginin, sadık bir yüzüdür. Aynı şekilde öldürmemek ve hırsızlık yapmamak da Allah’ın armağanı olan yaşama değer ve saygı vermemize yardım eden emirlerdir. Başkasına ait olan şeylere göz dikmemek, sevinci kısıtlamaz, aksine bu emir, kendimizin ve başkalarının birçok acılar çekmesini önlemek içindir. Aziz Pavlus zamanında da birçok erkek ve kadın sevmenin kendi duygularını ve hayallerini doyurmak olduğunu düşünürlerdi. Ama Havari, “Seven kişi komşusuna kötülük etmez” diye söylüyor: Bunu eşlerini ve çocuklarını bırakarak başkasını “sevmeye” kalkışan evlilere söyleyelim. Bunlar başkalarına karşı büyük bir kötülük yaparlar ve bunun “sevgi” olduğunu söylerler!

Bunu söylemek gerekiyor: Hezekyel peygamber bizi buna inandırıyor: Kötü kişiye, ‘Ey kötü kişi, kesinlikle öleceksin’ dediğim zaman, onu uyarmaz, kötü yolundan döndürmek için konuşmazsan, o kişi günahı içinde ölecek; ama onun kanından seni sorumlu tutacağım.

Sonra İsa bize bir kardeşe yaptığının “kötü”, yani acı kaynağı olduğunu “nasıl” söylememiz gerektiğini öğretiyor. O bize dikkatli ve nazik olmayı öğretiyor.

Birisine yaptığının kötü olduğunu anlasın ve kendisini düzeltsin diye yardım etmek için bir şey söylüyorsak, bunu nezaketle ama emin bir şekilde yapmalıyız.

Eğer onu tek başımıza inandıramayacaksak, bunu daha becerikli kişilerle yapalım.

Eğer kötülük yapan bunu yapmaya ısrar ediyorsa tüm cemaat ona yardım etmek için karışmalıdır, onu cemaat birliğinden bile men edebilir. Bu şekilde durumunun ciddiyetini belki anlayabilir ve başkalarını da onun yaptığı kötülüğe sürüklemesi önlenebilir.

Hristiyan cemaatinin kararları önemlidir, çünkü Allah da onları önemli ve kararlı görür: Kendisi bunları onaylar! Allah Ruh’unu Kilise’ye yollarında yön vermesi için verdi. Allah niçin İsa’nın öğrencilerinin cemaatine bu kadar önem vermektedir?

İsa, kendi adına toplanan iki veya üç kişi arasında olacağını söyledi. Allah İsa’yı dinliyor, bu sebepten İsa’nın adına toplananları da dinliyor ve arzularını gerçekleştiriyor. İsa’nın adına toplanmak ne demektir? Elbette O’nun çıkarlarından başka çıkar aramamaktır. İsa, Baba’ya şan vermek istiyor, tüm insanların kurtarıcısı olmak istiyor, dünyayı şeytanın etkisinden kurtarmak için ve dünyaya sadece kendisinden gelebilen ışığı ve barışı vermek için O’nunla işbirliği yapmamızı istiyor. Ölülerden dirilen O, dünyaya sadece ölümden dirilmiş kendisinden gelebilen ışığı ve barışı vermek istiyor. O’nun sayesinde insanlar arasında gerçek, sadık, alçakgönüllü, sevinçli sevgi hüküm sürebilecektir!

Sorelle Fraternità Gesù Risorto – Konya
miriam@cinquepani.it

Olağan XXII. Pazar

RESPONSORİUM   Bkz. Mez. 86(85),12-13; 118(117), 28 ¥  Ya Rab Allah’ım, bütün yüreğimle sana şükredeceğim,  Adını sonsuza dek yücelteceğim. * Çünkü bana sevgin büyüktür. ¶  Allah’ım sensin, şükrederim sana, Allah’ım sensin, yüceltirim seni. * Çünkü bana sevgin büyüktür.

Olağan devre – 22. Pazar Günü – A

Litürji

Kutsal Kitab’ın Okunması

03/09/2023 – OLAĞAN DEVRE – 22. Pazar Günü – A

1.Okuma Yer. 20,7-9 Mezmur 62 2.Okuma Rom 12,1-2 İncil Mt 16,21-27

İsa’nın bugünkü açıklamaları Petrus’un hoşuna gitmemektedir, çünkü kendi düşünce tarzından çok değişik, arzularından çok uzaktır. İsa, yaşamında Allah’ın Hizmetkarı hakkındaki peygamberliklerin gerçekleşeceklerini açıklamakta. Bu peygamberlikler acı çekeceğini, halkın başkanları tarafından ret edileceğini, öldürüleceği ve dirileceğini söylüyordu.

James Tissot (1836–1902), Get Thee Behind Me Satan (Rétire-toi Satan)
James Tissot (1836–1902), Get Thee Behind Me Satan (Rétire-toi Satan)

Diriliş konusunu Petrus duymamış gibidir: Son zamanlara bırakılacak bir fikirdir, en sonlara. Onun dikkati acı çekmek ve ölüm üzerinde kalıyor. Birçok kişiyi iyileştiren, her çeşit sınıfa ait olan insanlara mucizeler yapan, Allah’ı Baba gibi sevmeyi öğreten bir insanın tam da halkın başkanları tarafından ret edilmesi mümkün mü? Ölümden bile dirilten bir kişinin öldürülmesi mümkün mü? Petrus bunu düşünemiyor, anlayamıyor. Gerçekten sanki Petrus’un Kutsal Yazılar hakkında çok bilgisi yoktur veya Kutsal Yazıların kim bilir ne zaman gerçekleşeceklerini düşünüyor! Böylece itiraz etmek doğru, hatta kendi vazifesi olduğunu düşünüyor: Ona göre İsa o şekilde konuşmamalı.

Bu sebepten Petrus İsa’yı kenara çekiyor. İsa da körü veya sağır dilsizi iyileştirmek üzere onlara aynı şekilde davranmıştı. Öğrenci, Rab’be öğretmenlik yapmak istiyor, İsa o kör gibiymişçesine O’na öğretmek istiyor! Petrus, kendini Allah’ın yerine koymak isteyen ve Lucifer’e (Şeytan) dönüşen meleğe benziyor!

Rab ne yapmalıdır? Vazgeçmeli mi? Mesele o kadar ciddi ki vazgeçemez. Bu sebepten İsa, güçlü ve kararlı bir sevgi eylemiyle Petrus’a, çölde onu deneyen şeytana davrandığı gibi davranıyor. Nitekim şimdi burada da orada olan yine tekrarlanıyor: Petrus, itirazı ile kolay bir Mesihliği, insanların takdiri toplayacak ve kendini dünyanın kurtuluşu için sunmayacak bir Mesihliği yaşamak için İsa’yı Baba’nın arzusunu gerçekleştirmekten vazgeçtirmek istiyor. İsa bu yanlış fikri uzaklaştırmalıdır, bunu görünür ve herkesin anlayacağı şekilde yapmak için bu fikri ileten Petrus’u Kendinden uzaklaştırıyor.

Sonra İsa tüm öğrencilere yollarının Kendisininkinden uzaklaşmaması gerektiğini de eklemelidir: “Kim ardımdan gelmek isterse, nefsini yensin, haçını yüklensin ve yolumdan yürüsün”. Kim İsa’nın yanında kalmak istiyorsa kendini düşünmemeli, kendi zevkini, arzusunu aramamalı, kendini tanımaya veya tatmin etmeye çalışmamalı, tersine İsa’yı tanımalı ve kriter olarak İsa’nın Sözünü seçmeli, bu acılı yollardan geçilecek olsa bile.

Haç kötü bir şey değildir, hatta Mesih İsa’ya benzemenin yoludur. Aziz Pavlus şuna teşvik ediyor: “kendinizi (bedenlerinizi) diri, kutsal ve O’nu hoşnut eden bir kurban olarak sunun”. Bedenlerimizi sunmamız, arzularımızı ve zevklerimizi tatmin etmememizdir, İsa gibi ve İsa’nın bize öğrettiği gibi olmaya çalışmaktır.

Genelde bizim de olan, dünyevi düşünce tarzı bizi Allah’tan uzaklaştırır ve dolayısıyla bizi en gerçek ve derin sevinçten yoksun kılıyor. Bu sebepten dünyevi düşünce tarzlarını, alışkanlıklarını ve herhangi yerden gelen teklifleri, takip etmeyeceğiz. Biz İsa’yı izlemek ve Söz’ünü kabul etmek istiyoruz, bu bizler için yeni bir yaşam şekli için ışık ve kuvvet olacaktır. Bunu sevinçle ve inanarak yaparız. Bu olmadan artık yaşayamayız çünkü, Yeremya peygamberin dediği gibi, Rab’bimiz bizi Kendisine çekti. Sevgisiyle bizleri hemen hemen Kendisi gibi düşünmeye mecbur kılıyor çünkü yaşamın gerçeğinin ve güzelliğinin bunda olduğunu fark ettik.

Sorelle Fraternità Gesù Risorto – Konya
miriam@cinquepani.it

Peder Antuan Ilgıt sj, Anadolu Havarisel Vekilliği Yardımcı Episkoposu olarak atandı

Papa Hazretleri Francesco, hali hazırda Anadolu Havarisel Vekilliğinde Episkopos Genel Vekili ve Şansölye olarak görev yapan, aynı zamanda Napoli’de mukim Papalık Güney İtalya İlahiyat Fakültesinde Ahlak Teolojisi ve Biyoetik alanında öğretim üyesi olan, Cizvit Cemaati mensubu Peder Antuan Ilgıt’ı “Tubernuca Episkoposu” ünvanı ile Anadolu Havarisel Vekilliği Yardımcı Episkoposu (Episcopus Auxiliaris) olarak atamıştır.

Özgeçmiş

Mons. Antuan Ilgıt 22 Haziran 1972 tarihinde Almanya’nın Hersbruck şehrinde dünyaya gelmiş, daha sonra ailesiyle birlikte Türkiye’ye kesin dönüş yapmıştır. 1994 yılında Ankara Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi bölümünden mezun olmuş, müteakiben askerlik hizmetini Yedek Subay olarak Ankara Etimesgut Zırhlı Birlikler Okulunda ifa etmiştir. Adanmışlık yaşantısına İtalya’nın Emilia-Romagna Bölgesi Kapüsen Rahipleri arasında ilk adımlarını atan Mons. Ilgıt, 1 Kasım 2005’te Cizvit Cemaati’ne dâhil olmuş, 2007 yılında yine aynı cemaatte İlk Yeminlerini etmiştir. Papalık Gregoryen Üniversitesinde Kutsal Teoloji alanında Bakalorya derecesini aldıktan sonra (2008), Papalık Lateran Üniversitesi Alphonsian Akademisi’nde biyoetik odaklı Ahlak Teolojisi alanında Kanonik Yüksek Lisans derecesi almıştır (2011). Daha sonra özel çalışmalar için Amerika Birleşik Devletleri’ne gönderilmiş, önce Saint Joseph Üniversitesi’nde Tıp Etiği alanında Yüksek Lisans yapmış (2013), ardından Boston College’de Ahlak Teolojisi alanında Kanonik Doktora derecesi almıştır (2017).

Mons. Ilgıt üstün başarılarından ötürü Cizvit Yüksek Öğrenim Kurumları Alpha Sigma Nu Honor Society, Saint Joseph Üniversitesi Alpha Epsilon Lambda National Honor Society – Omega Chapter ve FASPE (Fellowships at Auschwitz for the Study of Professional Ethics) onursal üyelikleri ile taltif edilmiş olup, İtalya merkezli Amici del Medio Oriente (AMO-FME) Derneği’nin de  kurucu üyesidir.

26 Haziran 2010 tarihinde Kardinal Giovanni Lajolo tarafından Roma’daki Gesù Kilisesi’nde rahip olarak takdis edilmiş olup, 2020 yılı eylül ayından 2021 yılı nisan ayına kadar İspanya’nın Salamanca şehrinde Cizvit eğitiminin son aşaması olan Tertia probationis’i tamamlamış, 19 Kasım 2022’te ise Ankara’da Son Yeminlerini etmiştir.

Rahip olarak takdis edilmesini müteakip şu görevlerde bulunmuştur: Ankara Azize Tereza Kilisesinde Rahip Yardımcılığı ve Ankara Cizvit Cemaati Saymanlığı (2010-2011); Napoli’deki Campania Papalık Bölgelerarası Semineri’nde Rektör Yardımcılığı, aynı Seminer’de Formasyon Ekibi Üyeliği ve Ruhani Rehberlik (2017-2020); Papalık Güney İtalya Teoloji Fakültesi Aziz Louis Kampüsünde Ahlak Teolojisi ve Biyoetik Ana Bilim Dalında Öğretim Üyeliği (2017’den günümüze kadar); Türkiye Katolik Ruhani Reisler Kurulu adına Gençlik Faaliyetleri ve Adanmışlık Çağrısı Ulusal Koordinatörlüğü (2022’den günümüze kadar); Anadolu Havarisel Vekilliğinde Episkopos Genel Vekilliği ve Şansölyelik (2022’den günümüze kadar).

Olağan Devre XXI.Pazartesi

Catacomb of St. Callixtus - The Good Shepherd (3rd century)
Catacomb of St. Callixtus – The Good Shepherd (3rd century)

Thomas [Aquino’lu], Yuhanna Üstüne, (Prolog; Opera Omnia, 5, 201-202)

“Ben iyi çobanım” (Yu. 10, 11). Çoban olmak açık olarak Mesih’in yetkisidir. Çünkü nasıl ki sıradan sürü çoban tarafından yönetilip otlatılmaktadır; aynı şekilde inanç sahipleri tinsel bir gıda ile, bedeni ve kanı ile Mesih tarafından beslenirler.

Olağan XXI. Pazar

Matta 16, 13-20

Yunus oğlu Simun!” dedi. “Bu sırrı sana açan insan değil, göklerdeki Babam’dır. Ben de sana şunu söyleyeyim, sen Petrus’sun ve ben kilisemi bu kayanın üzerine kuracağım. Ölüler diyarının kapıları ona karşı direnemeyecek. Göklerin Egemenliği’nin anahtarlarını sana vereceğim. Yeryüzünde bağlayacağın her şey göklerde de bağlanmış olacak; yeryüzünde çözeceğin her şey göklerde de çözülmüş olacak.”

Olağan Devre XX. Cumartesi

Episkopos Aziz Ambrosius’un Mezmurlar Üstüne Yorumlarından İsa dünyayı Allah ile barıştırdığına göre, elbette ki kendisinin barışmaya ihtiyacı yoktur. Gerçekten de hiçbir günah işlemediğine göre, hangi günahın cezasını çekecekti? Günahların  kefaretini  kendi  hesabına ödemesi gerekmez. Çünkü kendisi günahın tutsağı değildi. Allah’ın Oğlu olarak her tür yanılgıdan azattı. Gerçekten de Oğul kurtarır, tutsak ise günahın boyunduruğu altındadır. Demek oluyor ki, tümüyle özgür olanın hayatının fidyesini ödemesi gerekmez ve kanı tüm evrenin günahlarının kefaretini ödemeye yeterli bir fidye idi. Kendi hesabına hiçbir borcu olmayanın, başkalarını kurtarması doğaldır.

Olağan devre – 21. Pazar Günü – A

Litürji

Kutsal Kitab’ın Okunması

27/08/2023 – OLAĞAN DEVRE – 21. Pazar Günü – A

1.Okuma Yeş. 22,19-23 Mezmur 137 2.Okuma Rom 11,33-36 İncil Mt 16,13-20

Aziz Pavlus, Allah’ın planları karşısında şaşkınlığını bize göstermekte. O, İbranilerin başkanları tarafından ölüme mahkum edilen İsa’nın kurbanının nasıl pagan milletler için kurtuluş ve kutsama olduğunu gördü ve hatta bu olayın İbranilerin üzerine ceza çekmemekle birlikte, onlar için de kurtuluş kaynağı olduğunu görmekte! Allah’ın bilgeliği ve bilgisi gerçekten derindir ve biz hiçbir şekilde O’na tavsiye verebileceğimizi zannedemeyiz.

O bir geçiş gerçekleştirdi: İbrani halkının kutsamasını, İsa’yı kabul eden paganlara geçirdi. Yeşaya’nın anlattığı olay bunun peygamberliğidir. Rab, sarayın görevlisini makamından alarak daha çok güvendiği bir kişiye yetkiyi verir. Bu yetkiyi vermesini şöyle anlatır: “Davut evinin anahtarlarını onun omuzlarına koyacağım. O açınca, kimse kapamayacak; O kapayınca, kimse açamayacak”.

İsa’nın, Petrus ile konuşması bu sözlere benzer: İsa, yakında öleceğinin bilincindeydi ve Baba’nın arzularını yerine getirmeye dikkatliydi, havarilerin başına kimi getireceğini seçmek için Baba’dan işaret bekliyordu. Şimdi, Baba’nın Petrus’a, kendisinin gerçek kimliğini açıkladığını anlıyor. Gerçekten de Petrus şu soruya cevap verdi: “Ya siz ben kimim dersiniz?”. Verdiği cevap zeka ürünü değil, Allah tarafından esinlendi. Bu sebepten İsa ona “göklerin hükümranlığının anahtarlarını” vereceğine söz veriyor, görevi kapılarını açıp, kapamak olacaktır. Bu görevi elbette kaprislerine göre değil, Baba’dan alacağı bilgelik ve sevgiyle yerine getirecektir.

Biz İsa’nın bu sözlerinin geçmeyen sözler olduklarını biliyoruz, yani zamanla değerlerini kaybetmiyorlar, bu sebepten öğrencilerin başına geçen Petrus’un vekiline de dikkat etmekteyiz. Elbette bizler de İsa’nın sorusuna cevap vermeye çalışıyoruz: Biz de Baba’yı aynen Petrus gibi dinleyerek ve O’nun bizim uğrumuza yüreğimizde yaptığına bakarak cevap veriyoruz. Petrus’la birlikte “Sen, var olan Allah’ın Oğlu Mesih’sin” diyoruz! Bunu sevgi ile ama aynı zamanda alçakgönüllülükle söylüyoruz, çünkü bu sözleri söyleyebilmenin bizim kendi başarımız olmadığını, bunları söyleyebilmenin Allah’ın armağanı olduğunu biliyoruz.

İsa daha önce havarilerine şu soruyu da sormuştu: “Halkın söylediğine göre, İnsanoğlu kimdir?”. Havariler Rab’lerinin önünde, diğer insanlardan başka bir mertebede bulunduklarını biliyorlar. Onların arasında kendilerinin tanık olmaları gerekecek! Bu sebepten de halkın İsa’yı nasıl gördüğünü bilmeleri önemli. Bu; insanları tanımanın, nasıl bir dünyada yaşadığımızın farkına varmanın ve kime güvenebileceğimizi de bilmenin tek yoludur.

Siyasi düşünceleri bilmek önemli değildir, sosyal veya sıhhi durumlar da önemli değil, hatta insanların en yatkın oldukları günahları da bilmek önemli değil. İsa’nın tanığı olan Hristiyan; herkese, dürüst veya dürüst olmayanlara, sözlerle veya sözsüz olarak, herkese İsa sayesinde bize ulaşan Baba’nın sevgisini bildirmek istiyor. Kim müjdeyi kabul ederse Kutsal Ruh’u alır ve Kutsal Ruh’la birlikte kardeşlerle yaşayabilmek için birlik ruhu alır. İsa insanların yüreğinde ve aile ilişkilerinde varken, cemaatte, ailede ve sosyal toplumda o zaman yaşamak güzel ve hoş olur!

“Ya siz ben kimim dersiniz?”. İsa, sen cehennemimizi cennete çevirebilecek tek kişisin; eşler arasında, evlatlar ve ebeveynler arasında, zenginlik yüzünden uyuşmazlıkta yaşayan kardeşler arasında birliği tekrar kurabilecek tek kişisin. İsa, Baba Allah’ın hepimizi evlatlarına dönüşmemiz için yolladığı tek kişi, Sensin!

Sorelle Fraternità Gesù Risorto – Konya
miriam@cinquepani.it

Olağan Devre XX. Cuma

Heinrich Hofmann (1824 - 1911), Christ and the Rich Young Ruler.
Heinrich Hofmann (1824 – 1911), Christ and the Rich Young Ruler.

Matta 22, 34-40

“Öğretmenim, Kutsal Yasa’da en önemli buyruk hangisidir?” İsa ona şu karşılığı verdi: “‘Allah’ın Rab’bi bütün yüreğinle, bütün canınla ve bütün aklınla seveceksin.’ İşte ilk ve en önemli buyruk budur. İlkine benzeyen ikinci buyruk da şudur: ‘Komşunu kendin gibi seveceksin.’ Kutsal Yasa’nın tümü ve peygamberlerin sözleri bu iki buyruğa dayanır.”

Olağan XX. Perşembe

Peygamber Yeşaya’nın Kitabından   11,1-16   

İşay’ın kütüğünden yeni bir filiz çıkacak, Kökünden bir fidan meyve verecek. Rab’bin Ruhu, ilgelik ve anlayış ruhu, Öğüt ve güç ruhu, bilgi ve Rab korkusu ruhu Onun üzerinde olacak. Rab korkusu hoşuna gidecek.

Havari Aziz Bartalmay Bayramı

Celile.nin Kana köyünde doğdu. Havari Filipus ile birlikte Mesih’i takip etti. Geleneklere göre, Mesih İsa’nın Goğe Yükselişi’nden sonra İncil’i Hindistan’da vaaz etti.

RESPONSORİUM 1.Korintliler 1,23-24; 2.Korintliler 4,8
¥  Biz çarmıha gerilmiş Mesih’i duyuruyoruz. Yahudiler bunu yüzkarası, öteki uluslar da saçmalık sayarlar,  ama çağrılmış olanlar için  * O, Allah’ın gücü ve Allah’ın bilgeliğidir.
¶ Her yönden sıkıştırılmışız, ama bizi sevenin aracılığıyla bu durumların hepsinde galiplerden üstünüz.
¥  O, Allah’ın gücü ve Allah’ın bilgeliğidir.

Olağan Devre XX. Çarşamba

Episkopos Aziz Augustinus, Vaazlardan,(Disc. Caillau-Saint Yves 2, 92; PLS 2, 441-442) Yaşadığımız kaygılar ya da geçirdiğimiz denenmeler bizim için bir uyarı ve kınama oluşturmaktadır. Çünkü Kutsal Kitap bize barışı, güvenliği ve dinlenmeyi vaat etmez; İncil’in bize bildirdiği tecrübeler, kaygılar ve günah işleme fırsatlarıdır. Ancak “sonuna dek direnen kişi kurtulacaktır.” Yaratılan ilk insandan beri yaşamın iyi bir tarafı olmuş mudur? İlk insan ölüme neden olmuştur, lanete uğramıştır. Rab Mesih İsa bizleri bu lanetten kurtarmıştır.

CET Başkanı Mons. Martin KMETEC’in “22 Ağustos Dine Dayalı Şiddet Kurbanlarını Anma Günü” Mesajı

Türkiye Katolik Ruhani Reisler Kurulu Başkanı ve İzmir Başepiskoposu Ekselansları Mons. Martin Kmetec, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu,’nun A/RES/73/296 sayılı kararı ile belirlediği “22 Ağustos Dine Dayalı Şiddet Kurbanlarını Anma Günü” vesilesi ile bir mesaj yayınlamış bulunuyor.