Noel Bayramı – A

Litürji

Kutsal Kitab’ın Okunması

Noel günü aydınlık bir gündür, ama, kim bilir niye, bu günde konuşmaya başlamaktan çekiniyorum. Bir çok düşünceler var, Kutsal Kitap metinleri güzel ve zengin, etraf Bebek İsa’nın mevcudiyetinin verdiği hislerle tatlı ve duygulu! Ne diyebilirim? Konuşma dinlemek isteyen birileri var mı, yoksa herkes sessizlik mi arzuluyor?

Caravaggio, Natività con i santi Lorenzo e Francesco d’Assisi (Oratorio di San Lorenzo, Palermo, 1600)
Caravaggio, Natività con i santi Lorenzo e Francesco d’Assisi (Oratorio di San Lorenzo, Palermo, 1600)

Bugün Allah’ın Sözü somut, görülür, tutulabilir oluyor. Onu kabul etmek için kulaklar yetmiyor, eller yetmiyor, gözler yetmiyor, yürek bile yetmiyor. Bu Sözü kabul etmek ve dolayısıyla Allah’ı dinlemek için bunların hepsi gerekli ama yine de yeterli değil! Bu sebepten benim sözlerim belki engel olabilir, Sözün yerini işgal edebilir! Eğer sessizliğini yaşamaya başladıysan, bu satırları bırak ve sessizlikte dinlemeyi, tapınmanı sürdür!

Söz, beden oldu ve aramıza çadırını kurdu: Eğer Sözü, yani Allah’ın Sözünü arıyorsam uzağa gitmemeliyim, çünkü O aramızdadır! Allah burada, yeryüzünde arzularını gösteriyor, isteklerini ve tesellilerini veriyor. Etrafıma bakıyorum, birçok insanın çehresini görüyorum. Allah bana ne diyor? Şöyle diyor: Ben onlarla birlikte ve onlar için buradayım, onları sevmek için. İnsanların sadece sevgiye ihtiyaçları olan kişiler olduğunu görmüyor musun? Sadece eve, kıyafete veya ekmeğe ihtiyaçları yok. Etrafında, yüreklerinde kimsecikleri olmayanlar var: Bunu soğuk ve boş bakışlarından, gürültülü ortam arayışlarından, boş konuşmalarından, sadece bir sigaraya veya kahveye sarılmaya alışmış ellerinden, hareket ve değişiklik arayışlarından görürsün. Etrafında ne kadar çok susuz ve aç kişi var! Onlar İsa’ya aç ve susuz: Bunu bilmiyorlar, bu sebepten bugün Noel ismini de kullanarak kendilerini biraz daha aldatıyorlar. Sen Noel deme, İsa’nın Noel’i veya İsa’nın Doğumu de! Dudaklarında ve bakışlarında O canlanmalıdır, böylece bugün seninle karşılaşan bir kişi İsa’yı düşünebilir! Bebek İsa’yı Annesinin ellerinden al: Anne sana O’nu yürekten verecektir. Sen O’nu tutmaya layık değilsin, biliyoruz, ama Anne sana O’nu yine de veriyor. Seni korkutmayan o Bebeğe bak, günahkar olmana rağmen O sana yine de değer veriyor, Bebek senden bir şey istemiyor, O’na sadece bak. Şimdi O’nu sevmen kolay, çünkü senden bir şey istemiyor. O’na bir şeyler verirsen, mesela biraz dikkat, biraz sessizlik… bunlar da, ta baştan sana Allah’ın armağan ettiği ve halen içinde olan bir parça iyiliktendir. Bebeği sev, O’na şefkat ver. Şimdi bebek olarak O’nu sevmek için biraz gayret ediyorsan, konuşmaya başlayacağı zaman, kulaklarının dinlemeye alışık olmadığı şeyleri söylediğinde, O’nu dinlemen daha kolay olacaktır. O’nu şimdi sev, sana “Ne mutlu ruhta fakir olanlara” dediğinde O’nu yemlikte iken hatırlayacaksın, annesinin fakirliğini, babasının huzurunu ve O’na fakirlikten; besinin, oyuncakların, elbiselerin fakirliğinden başka verecekleri bir şeyleri olmadığını anımsayacaksın. O, kabul edildiği fakirlikten utanmıyor, çünkü o fakirlikte sevgi buluyor ve sevmeyi öğreniyor. O’nu şimdi sev, yanağına yaklaş ve öp, böylece O’nu, “Ne mutlu acı çekenlere” dediğinde de, sevebileceksin: Haçını huzurla ve cesaretle taşıyabileceksin.

O’nu şimdi sev, böylece sana “Ne mutlu yürekleri saf olanlara” dediğinde O’nu ciddiye alabileceksin: O zamanlarda içgüdülerine hakim olmaktan mutlu olacaksın, kendi sevgi arzularını takip etmemekten, herhangi bir kişi tarafından okşanma isteğini izlememekten mutlu olacaksın.

O’nu şimdi, çocukken sev, böylece sana “öteki yanağını da uzat” dediğinde bu sözü acayibine gitmeyecektir; aynen sana “yorulmadan dua et” dediğinde sözünü dinleyeceksin ve “fakirleri, körleri, topal ve sakatları davet et, çünkü onlar bu davetini iade edemeyecekler” diyerek herkesi şaşırttığında sen söylenenleri anlayacaksın! Şimdi O’nu kucağına al, böylece O’nu dikenli tacı ile haçta gördüğünde kaçmayacaksın! Annesi Meryem’e de şefkatle bak. Genç çehresi Ondan gelen ışıkla aydınlanıyor, bu aynı ışık dünyaya ümit vermek için senin gözlerinde de parlayacaktır. Karanlıklarının açılmasına izin ver: Utancını ve korkunu yenerek O’nun adını söyleyeceksin. Bu Bebeğin adı, korkuları yönelten ve yüreklerin kapanıp yaşamlarını kaybetmelerini ve ölmelerini sağlayan ölümü, yenecektir! Benimle birlikte Bebeğin adını tekrarla: İsa! Hoş geldin, İsa! İşte, ben senin için buradayım!

Sorelle Fraternità Gesù Risorto – Konya
miriam@cinquepani.it