Türkiye Katolik Ruhani Reisler Kurulu -|- Թուրքիոյ Կաթողիկէ Եպիսկոպոսներու Համաժողով -|- Conférence Episcopale de Turquie -|- Conference of Catholic Bishops in Turkey -|- Conferenza Episcopale Turchia -|- مؤتمر الأساقفة الكاثوليك في تركيا
¥ Çünkü biz Allah’ın düşmanlarıyken Oğlu’nun ölümü sayesinde O’nunla barıştıksa, * barışmış olarak Oğlu’nun yaşamıyla kurtulacağımız çok daha kesindir.
¶ Allah ise bizi sevdiğini şununla kanıtlıyor: Biz daha günahkârken, Mesih bizim için öldü
¥ Barışmış olarak Oğlu’nun yaşamıyla kurtulacağımız çok daha kesindir.
¥ Kurallarıyla bize karşı ve aleyhimizde olan yazılı antlaşmayı sildi, onu çarmıha çakarak ortadan kaldırdı. * Yönetimlerin ve hükümranlıkların elindeki silahları alıp onları çarmıhta yenerek açıkça gözler önüne serdi.
¶ İnsanoğlu’nu yukarı kaldırdığınız zaman benim O olduğumu, kendiliğimden hiçbir şey yapmadığımı, ama tıpkı Baba’nın bana öğrettiği gibi konuştuğumu anlayacaksınız.
¥ Yönetimlerin ve hükümranlıkların elindeki silahları alıp onları çarmıhta yenerek açıkça gözler önüne serdi.
Artık dirilmiş İsa ile birleşerek Vaftizimizin lütfunu tekrar yaşayacağımız Paskalya bayramına yaklaştık. Allah’ın Sözü bu olayın ciddiyetinin bilincinde olmamızı sağlıyor. Gerçekten vaftiz sayesinde İsa’nın kutsallığına, ilahiliğine katılmış oluyoruz, dolayısıyla da bu O’nun haç yoluna katılmak anlamına da gelir.
Nitekim Allah’la Yeni Antlaşma, ebediyen sürecek, insanların günahları veya sadakatsizlikleri onu yıkamayacak o antlaşma, O’nun kanı ile kurulmuş olmaktadır. Yeremya bu antlaşmayı, bizlerin Allah’ın niyetlerine katılmamız olarak açıklamaktadır: Onun kanunları bizlere dışarıdan verilmeyecektir, içimizde var olacaklardır, çünkü bizler O’nun Kutsal Ruh’unu alacağız. O’na yakınlığımızın meyvesi günahlarımızın af olması olacaktır.
Günahlarımız İsa’nın duasının ve acılarının sebebidir. O; günahlarımız yüzünden öldü. Bu; günahların İsa’nın ölümüne sebep olduğu, fakat aynı zamanda da İsa’nın günahların ölümcül etkilerinden kurtulmamız için ölümü kabul ettiği de demektir. O’nun ölümü sayesinde İsa, O’na itaat eden, yani Allah’a ve insanlara sevgisini paylaşan herkes için “ebedi kurtuluş sebebi oldu”. Günümüzde dünyamızda yayılan düşünce tarzında, günah görmezlikten gelinir. Dolayısıyla da İsa’nın yaşamının ve ölümünün değeri bilinmez; O, birkaç öğreti ve örnek verebilen sadece iyi ve büyük bir insan gibi görülür.
Bugünkü Sözü dinlerken kurtuluşa ihtiyacı olan yaşamımıza son derece ciddiyetle bakmaya çağrılmaktayız. İsa ölmemiş ve dirilmemiş olsa kendi halimize, düşmanımıza karşı güçsüz kendi kapasitelerimize bırakılmış olurduk. İsa, düşmanımızın silahı olan ölüme ‘girerek’ düşmanımızı yendi, çünkü ölümün alanını ve zamanını kendi yaşamı, kendi ışığı, kendi sevgisiyle doldurdu.
İsa için ölmek; şana bürünmek oldu, yani herkese O’nda Allah’ın sevgisinin gücü ve büyüklüğünün etkisini göstermek için fırsat oldu. Haçta yükseltildiğinde İsa, bütün insanların, İbrani ya da pagan olsun, tüm insanların bakışlarını kendine çekti: O an, onların kurtuluşunun en temel anıdır. Bu sebepten İsa, Greklerin, yani paganların O’nunla karşılaşmak ve görmek isteme olayına, peygamberlik işareti olarak, çok önem vermektedir. Paganların bu arayışı O’nun dünyada yaşadığı hayatı Baba’ya teslim etmek üzere tahtı, haça çıkma anının yaklaştığının işaretidir.
Bu şekilde İsa, en büyük sevgi eylemini gerçekleştirmektedir: O’nun bu sunuşu gerçekleştirdiği yer, şanının yeridir, krallığının tahtıdır. İsa bunun tamamen bilincindedir, bu sebepten bir taraftan ruhunda sıkıntı çekmektedir ve Baba’sından bu saati yaşamama isteği denenmesini yaşamaktadır, diğer taraftan bunun, yollandığı misyonu gerçekleştirmek için, yani “bu dünyanın hükümdarı” olan Şeytan’ı yenmek için, kat etmesi gereken yol olduğunu bilmektedir. Bu sebepten Baba’dan kararlılıkla, Kendisini sunması vasıtasıyla adını yüceltmesini istemektedir.
Baba, göklerden gelen bir sesle İsa’nın Kendisini sunuşunun kabul olduğundan O’nu emin kılmaktadır. İsa’nın bu sevgi eylemine öğrencileri, O’nu izleyip O’na hizmet etmek isteyenler de katılmaktadırlar. Vaftizimizi yaşayarak kendimizi sunmak için İsa’yla birleşiriz, aynen Baba’nın ebedi ödülünü, sonsuz hayat ve sevinci tatmakta da O’nunla birlikte olacağız!
¥ Rab sevecen ve lütfedendir, tez öfkelenmez, sevgisi engindir. Sürekli suçlamaz, öfkesini sonsuza dek sürdürmez. * Bir baba çocuklarına nasıl sevecen davranırsa, Rab de kendisinden korkanlara öyle sevecen davranır.
¶ Çünkü mayamızı bilir, Toprak olduğumuzu anımsar.
¥ Bir baba çocuklarına nasıl sevecen davranırsa, Rab de kendisinden korkanlara öyle sevecen davranır.
¥ Varlığım hakkı için diyor Egemen Rab, * ben kötü kişinin ölümünden sevinç duymam, ancak kötü kişinin kötü yollarından dönüp yaşamasından sevinç duyarım.
¶ Dönün! Kötü yollarınızdan dönün! Niçin ölesiniz, ey İsrail halkı!
¥ Ben kötü kişinin ölümünden sevinç duymam, ancak kötü kişinin kötü yollarından dönüp yaşamasından sevinç duyarım.
¥ Bütün Kutsal Yasa tek bir sözde özetlenmiştir: “Komşunu kendin gibi seveceksin.” Kardeşler, siz özgür olmaya çağrıldınız. * Birbirinize sevgiyle hizmet edin.
¶ Size yeni bir buyruk veriyorum: Birbirinizi sevin. Sizi sevdiğim gibi siz de birbirinizi sevin.
¥ Acıkmıştım, bana yiyecek verdiniz; susamıştım, bana içecek verdiniz; yabancıydım, beni içeri aldınız. * Size doğrusunu söyleyeyim, bu en basit kardeşlerimden biri için yaptığınızı, benim için yapmış oldunuz.
¶ Benim buyruğum şudur: Sizi sevdiğim gibi birbirinizi sevin. * Size doğrusunu söyleyeyim, bu en basit kardeşlerimden biri için yaptığınızı, benim için yapmış oldunuz.
¥ İşte, Oğlun’un ve kardeşimizin kanı topraktan sana sesleniyor. * Ne kutsal toprak bu, açılan ve Kurtarıcı’nın kanını kabul eden toprak.
¶ Toprağa serpilen bu serpilen kan, Habil’in kanından daha üstün bir anlam taşıyor. * Ne kutsal toprak bu, açılan ve Kurtarıcı’nın kanını kabul eden toprak.
¥ O’na tapınanlar da ruhta ve gerçekte tapınmalıdırlar. * Baba da kendisine böyle tapınanları arıyor.
¶ Allah ruhtur, ama içtenlikle tapınanların Baba’ya ruhta ve gerçekte tapınacakları saat geliyor. İşte, o saat şimdidir. * Baba da kendisine böyle tapınanları arıyor.
¥ Dua edip oruç tutmak ve sadaka verip doğru olanı yapmak varlıklı olup günah işlemekten daha iyidir. Altın biriktirmektense sadaka vermek daha iyidir. * Sadaka insanı ölümden kurtarır ve her türlü günahtan temizler.
¶ Sadaka verenlerin günleri boş geçmemiştir. * Sadaka insanı ölümden kurtarır ve her türlü günahtan temizler.
¥ Bayramın son ve en önemli günü İsa ayağa kalktı, yüksek sesle şöyle dedi: “Bir kimse susamışsa bana gelsin, içsin. Bana iman edenin içinden diri su ırmakları akacaktır.” * Bunu, kendisine iman edenlerin alacağı Ruh’la ilgili olarak söylüyordu.
¶ Oysa benim vereceğim sudan içen sonsuza dek susamaz. Benim vereceğim su, içende sonsuz yaşam için fışkıran bir pınar olacak.
¥ Bunu, kendisine iman edenlerin alacağı Ruh’la ilgili olarak söylüyordu.
Aziz Pavlus’un mektuplarını yazdığı dönemde İbrani dünyası ile diğer milletler arasında derin bir bölünme vardır. Bu bölünme Allah’ı değişik şekilde tanımadan meydana geliyordu. İbraniler tek bir Allah’ın var olduğundan emin olup, O’na iman ediyorlardı, diğerleri ise emin olmamalarından dolayı, tanımadıkları bir çok ilahlardan korkuyorlardı.
İbraniler, Mısır’dan çıkışlarından beri atalarının yanlarında koruyucu olan bir Allah’ı tecrübe ettiler: Kendini atalarının müttefiki yaptığı bu Allah’ın her şeye kadir olmasından övünüp O’nun olağan üstü şeylerle ve mucizelerle Kendisini hala göstermesinden emin oluyorlardı.
Diğerleri, yani putperestler ise sadece, değişik ilahlarla kişiselleştirdikleri kendi fikirlerine ve duygularına yer veren kendi akıl yürütmelerinden emin idiler.
Bu sebepten birinciler kendi Allah’larından mucizeler bekliyorlardı, diğerleri ise kendi fikirlerine uyarladıkları felsefi düşüncelerle kendilerini avutuyorlardı.
Aziz Pavlus daha önceleri İbrani veya putperest olmuş olan ve şimdi birbirlerinin yanlarında yaşayan Hristiyanlara şöyle diyor: “Bizler çarmıha gerilmiş olan Mesih’i ilan ediyoruz”. Kör, akılsız, düşünmeye kabiliyetsiz veya günahkar olarak gözükmemiz önemli değildir. Allah’ın hikmeti insanların yüreklerinde yer açacaktır: Gerçekten Allah İsa’nın haçtayken yaşadığı sevgiyle büyüklüğünü ve şanını bize gösterip bizleri bağışladı.
İsa Yeruşalim tapınağına girdiğinde de haçı düşünüyordu. İnsanların arasındaki Allah’ın mevcudiyetinin yeri ve O’nunla buluşma yeri olan gerçek tapınağın Kendisi olduğunu biliyordu: Tapınak olarak kullanılan yerin ticaret ve kar amaçlı kullanılmasına üzülüyordu. Tapınak, yürekleri zenginlik ve paraya bağlılıktan kurtaran tapınma duası ile Kendisinin gelişine hazırlayan işaret olmalıydı. Tersine tam da zenginliğe ve paraya belirgin bağlılığın olduğu yere dönüştürülmüştü. İsa’nın kızgınlığını çok iyi anlıyoruz ve ona katılıyoruz. Aynı kızgınlığı, paraya bağlı olduğumuzun farkına vardığımızda da hissetmemiz gerekir. Bizler Allah’a benzer, hatta evlatları olmak için yaratıldık, ama O’nun öğretilerine itaatsizlik yaparak yaşamımızı sakatlıyoruz. Kendimizi Allah’ın evladı olarak sayıyoruz, ama eğer biri davranış, konuşma ve düşünme tarzımızdan dolayı Baba’yı tanımak isteseydi, Baba’yı bir patron veya bir spekülatör gibi hayal etmeye mecbur olacaktı.
İlk okuma bize Allah’ın on tavsiyesini veya emirlerini hatırlatmaktadır: On emir! Onlara itaat edersek kişisel, ailevi ve sosyal yaşamımız, bizi Baba’dan ve insanlardan uzaklaştıran sapmalardan korunacaktır.
Allah’ın bize emrettiğine, daha iyisi O’nun tavsiye ettiğine göre yaşasak ne kadar çok acılar önlenebilirdi! O; iyiliğimiz için, sosyal çevremizin dengesini bozan sıkıntıları önlemek için On Söz’ünü vermektedir. altıncı emrine, yani “Zina etme” kuralınauyulsaydı kaç sıkıntı önlenebileceğini bir düşünelim:Kaç evlat ebeveynlerinin karşılıklı sevgisi ve güvenli mevcudiyetine sahip olacaktı, kaç aile hala birlik içinde olacaktı, kaç kişi, kendi eşinin birkaç kusuruna sabretmesine rağmen, huzurlu olacaktı, kaç çocuk ve genç, ebeveynlerini ayrılık ya da anlaşmazlık içinde görmeden sevinçli olacaktı!
“Hırsızlık yapma” emrine itaat edilseydi, hepimiz daha mutlu yaşayacaktık, her yere kilit takmayacak, her şeyi, hatta yüreğimizi saklama ihtiyacını hissetmeyecektik!
Haça gerilmiş Mesih’i müjdeleyelim! Nasıl? İsa’nın haçının yükünü taşımaya olan çağrısını kabul ederek, çünkü o yük bugün işlediğimiz günahlardan da gelir!
Papa Franciscus Hazretlerinin Papalık görevinin başlangıcının 11. Yıldönümü, 28 Şubat 2024 günü, saat 18:00’da, Saint Esprit Katedral Kilisesi’nde, Vatikan Devlet Bakan Vekili Monsenyör Paul R. Gallagher’in yönetttiği Kutsal Ayin’le kutlandı. Kutsal Ayin’de Vatikan’ın Türkiye Büyükelçisi Mons. Marek Solczyński de hazır bulundu. Kutsal Ayin’e İzmir Metropolitan Başepiskoposu Mons. Martin Kmetec, Türkiye Katolik Ermenileri Başepiskoposu Kerabaydzar Levon Boğos Zekiyan, Türkiye Keldanileri Başepiskoposu Monsenyör Sabri Anar, Mons. Ramzi Garmou, Anadolu Havarisel Vekilliği Yardımcı Episkoposu Mons. Antuan Ilgıt, Türkiye Katolik Süryanileri Episkopos Vekili Mons. Orhan Çanlı, Ekümenik Patrik I. Bartholomeos ve Türkiye Ermenileri Patriği II. Sahag Maşalyan ile birlikte rahipler, rahibeler ile birlikte İstanbul’daki Katolik cemaati de katıldı.
Ayin İstanbul Latin Katolik Havarisel Vekili Monsenyör Massimiliano Palinuro’nun konuşması ile başladı. Monsenyör Massimiliano:
“İstanbul ve tüm Türkiye’deki, her rütbeden Katolik cemaati mensupları, Papa Francesko Hazretlerinin, Aziz Petrus’un Kürsüsündeki on birinci yılı vesilesi ile Rab’be sevinç dolu şükranlarını sunuyorlar” diyerek başladı. Görev yaptığı döneme damga vuran savaşlar, pandemi ve diğer zorlukları hatırlattı. Mons. Palinuro, “Papa Francesko’yu bizlere Papa olarak verdiği için Rab’bi övüyor ve yüceltiyoruz. O’ndan, Kutsal Papa Hazretleri’nin Rab’bin isteğini tamamen yerine getirsin diye evrensel Kilise’nin rehberliğini sürdürmesi için uzun bir ömür ve sağlık bahşetmesini diliyoruz” dedi.
Ekselansları Mons. Paul Gallagher, vaazına ayine katılan dini ve sivil otoritelere teşekkür ederek başladı
“On yıl önce bu katedralde Papa Franciscus vaazında şöyle dedi: “Kilise ve diğer Kiliseler ve kilise cemaatleri Kutsal Ruh tarafından yönlendirilmeye izin vermek ve daima açık, uysal ve itaatkâr olmak için çağrılmıştır. Kilise’ye uyumu getirecek olan odur” (Papa Hazretleri Franciscus’un Türkiye Apostolik Ziyareti – İstanbul Kutsal Ruh Katedrali’nde Kutsal Ayin, 29 Kasım 2014). Azımsanamayacak kadar zorlu mevcut uluslararası konjonktürde, Papa’nın uzun süredir parça parça üçüncü dünya savaşı olarak tanımladığı uluslararası bağlamda bizler, Kutsal Ruh tarafından götürülen, O’na direnme ayartmasına karşı koyan gerçek Hristiyanlar olmaya öncelikle çağrılmış bulunuyoruz. Kutsal Ruh’un plan ve tasarılarımızı bozduğunu, Kilise’yi ileri taşıdığını biliyoruz. Çünkü Kilise çeşitlilik içinde birliktir.
Ümidin Annesi Meryem’e hepinizi ve Paskalya’ya doğru yolculuğunuzu emanet ediyorum. Oğlunu Haçın altına kadar takip eden Meryem, Papa Franciscus ile birlikte hepimize “hizmet edilmeye değil, hizmet etmeye ve canını birçokları uğruna fidye olarak vermeye gelen” Kişi’nin sadık öğrencileri olalım diye yardım etsin. Âmin. “
Ayin sonunda Türkiye Ermenileri Kadasetli Patriği Mons. Sahag Maşalyan günün anlamına ithafen bir konuşma yaptılar.
Ardından Ekümenik Patrik Hazretleri Bartholomeos I de Papa Hazretleri Franciscus’un 11. Yıldönümü vesilesi ile tebriklerini ilettiler.
Daha sonra ayine iştirak edenler, Vatikan Büyükelçiliği Rezidansında verilen kokteyle davet edildiler.
5-9 Şubat 2024 tarihlerinde Türkiye Katolik Episkoposlar Konferansı üyeleri ad limina Apostolorum, yani Havari Mezar eşiklerine ziyaret için Roma’ya gittiler.
Bu ziyaretler, episkoposların Papa’ya kendi episkoposluk bölgelerinde kaydedilen ilerlemeler hakkında bilgi verdikleri ve yanıtlar aldıkları özel zamanlardır. Apostolik Anayasa Praedicate evangelium’un altını çizdiği gibi bu ziyaret, “her bir Kilise’nin, her bir Episkoposluk Konferansı’nın ve her bir Doğu hiyerarşisi Kurumlarındaki Ruhbanların, Roma episkoposu ile ilişkilerinin en yüksek anını temsil etmektedir. Aslında, Papa Hazretleri, kendisini ziyaret eden episkoposluktaki kardeşlerini kabul eder, onlarla Kiliselerin iyiliği ve episkoposların pastoral işleviyle ilgili konuları tartışır, onları iman ve ilahi sevgide onaylar ve destekler.
Ad limina ziyaretinin zirvesi 9 Şubat Cuma günü yaşandı. Aziz Petrus’un Mezarı’ndaki Efkaristiya ayini ve kişisel duanın ardından din adamları, Kutsal Papa Hazretleri Franciscus ile bir araya geldi. Görüşme büyük bir samimiyet havası içinde gerçekleşti
“Papa Franciscus ile sorunlarımızı ve umutlarımızı paylaştık” diyen episkoposlar Konferansı Başkanı Mgr. Martin Kmetec, episkoposların Papa’ya yerel kilisemize gösterdiği ilgiden dolayı teşekkür ettiklerini ve Papa’nın hiçbir zaman eksik etmediği ilgi ve samimi alakadan dolayı derin minnettarlık duyduklarını ifade etti.
¥ Oysa sizler Yeni Antlaşmanın aracısı olan İsa’ya yaklaştınız. * Bunları söyleyeni reddetmemeye dikkat edin.
¶ Herkesin yargıcı olan Allah’a, yetkinliğe erdirilmiş doğru kişilerin ruhlarına ve Habil’in kanından daha üstün bir anlam taşıyan serpmelik kana yaklaştınız.
¥ «Ey ölüm, zaferin nerede? Ey ölüm, dikenin nere-de?» Ölümün dikeni günahtır. Günah ise gücünü Kutsal Yasa’dan alır. * Rabbimiz İsa Mesih aracılığıyla bizi zafere ulaştıran Allah şükürler olsun!
¶ Rab kendisini bekleyenler, O’nu arayan canlar için iyidir.
¥ Rabbimiz İsa Mesih aracılığıyla bizi zafere ulaştıran Allah şükürler olsun!
Paskalya Arifesinde vaftiz sırasında verilmiş sözlerimizi yenilemek için hazırlanmaya devam etmekteyiz. O gece birçok kişi vaftiz olacak, bizler de Şeytanı reddetmemizi ve Rab’bimiz ve Öğretmenimiz Mesih İsa’ya bağlılığımızı yenileyeceğiz. Yeni vaftiz olanlarla birlikte tek bir Beden olmakta, tek Ruh’a katılmaktayız.
Transfiguration of Christ (Unknown – circa 1600)
Aziz Pavlus bugün, Allah’ın sevgisini garantilemektedir. Bu sevgisi hiç yok olamaz çünkü O, hepimiz için İsa’yı vererek bizi sevmeye bağlandı. Allah bizi aklamak ve kurtarmak için bunu yaptı. Hiçbir şeyden ve hiç kimseden korkmamalıyız, Allah’ın bizim için gerçekleştirdiği sevgiyi hiçbir düşman yok edemez.
Havarinin sözleri bizleri diğer iki okuma metnine yöneltmektedir: İbrahim oğlunu Allah’a kurban etmeye hazırlanmaktadır, İsa da Musa ve İlyas ile Baba’nın gösterdiği kurtuluş planlarını konuşmakta ve bu planı kendisi aracılığıyla gerçekleştireceğini söylemektedir.
İbrahim’in tek oğlu İshak ile dağa doğru yürüyüşü ilerisini göstermektedir: İsa’da gerçekleşecektir. Elbette bizim varış noktasına, yani Baba ile kucaklaşmamıza doğru yürüyüşümüzü de simgelemektedir. İbrahim Allah’tan her şeyi almaktadır: Bunu O’na ‘her şeyi’ iade ederek belirtmektedir. Bu ‘her şey’ içerisinde sadece kendi yaşamı değil, onun için daha değerli olan ve yıllarca beklenen tek oğlunun yaşamı da var.
İlk bakışta Allah’ın arzusu bize acımasız gelmekte, ancak olayın nasıl geliştiğini gördüğümüzde sevgisinin ne kadar büyük ve ileri bakışlı olduğunu anlarız. Allah’ın bu isteği aracılığıyla İbrahim’in baba sevgisi her egoizmden arınmakta ve ruhani bir sevgiye dönüşmekte öyle ki oğlu, yaşamının her gününde Allah’ın bir armağanı olarak kalsın.
İsa dağa dinlemeye ve görmeye kabiliyetli olan havarileriyle çıktı. Orada Musa ve İlyas ile konuştu: Bu iki kişi, halkın önünde Allah’ı ve Allah’ın önünde halkı en iyi şekilde temsil edebilmeye nitelikli kişiydi. Her ikisi de rehber ve peygamberlik görevlerini yerine getirmek için etkileyici bir şekilde acı çekmişlerdi, hatta o kadar acı çekmişlerdi ki ölümü arzulamışlardı. İsa onlarla konuşuyor, onlara kendini Baba’ya sunmaya hazırlandığını anlatıyor. İsa tek Oğul, Baba’nın sevgili Oğlu’dur, İbrahim’in peygambersel sunuş eylemini gerçekleştirendir: O, her insan evladı yerine kurban edilen Allah’ın Kuzusudur.
Üç havarinin duyduğu gökten gelen ses; Baba’nın Oğlu İsa’nın sunuşunu kabul ettiğini, bu sunuşun sayesinde yanındaki iki peygamberin sadece hayal ettikleri plan gerçekleştireceğini garantilemektedir. Gökten gelen sözler İbrahim’in yaşadığı olayı hatırlatmakta: Sevgiyi tam olarak gerçekleştiren sevgili oğul, İshak değil, İsa’dır. Dua ve Allah Baba ile karşılaşma yeri olan dağdan inerken İsa bunu Kendi öğrencilerine açıklamaktadır.
Bir ay kadar sonra vaftiz sırasında verilmiş sözlerimizi yenileyeceğiz: Bu ne demektir? Bu, İsa’nın yaşamını, tüm yaşamını, insanlar için kendini sunmak olan yaşamını, paylaşmak istediğimiz anlamına gelir. Kendimizi Allah’a sunarak, İsa’nın yaşamını paylaşmış oluruz. Bunu her gün imanla ve sevgiyle, imandan doğan sevgiyle, yapacağımız küçük veya büyük seçimlerle gerçekleştireceğiz. Acı çekmemiz gerekiyorsa da korkmayacağız, çünkü İsa da acı çekti; korkmayacağız çünkü İsa’ya itaat ettiğimizde Allah’ın kendisi bizim tarafımızdadır, bize aziz Pavlus’un garantilediği gibi.
¥ Yaptığınız kötülükler yüzünden bir zamanlar düşüncelerinizde Allah’a yabancı ve düşmandınız. Allah Mesih’in bedenini kurban ederek sizi kendisine barıştırdı, * böylece Allah’ın önüne kutsal, lekesiz ve kusursuz olarak çıkabilesiniz.
¶ Allah Mesih’i, kanıyla günahları bağışlatan ve imanla benimsenen kurban olarak sundu.
¥ Böylece Allah’ın önüne kutsal, lekesiz ve kusursuz olarak çıkabilesiniz.
¥ ‘İsrail halkıyla ve Yahuda halkıyla Yeni bir antlaşma yapacağım günler geliyor” Yasalarımı zihinlerine işleyeceğim, yüreklerine yazacağım. * Mürekkeple değil, yaşayan Allah’ın Ruhu’yla, yazacağım.
¶ Hizmetimizin sonucu olup taş levhalara değil, insan yüreğinin levhalarına yazılmış Mesih’in mektubu olduğunuz açıktır.
¥ Mürekkeple değil, yaşayan Allah’ın Ruhu’yla, yazıldınız.
¥ Düşmanlarınızı sevin, iyilik yapın, hiçbir karşılık beklemeden ödünç verin. Öyle ki, göklerdeki Babanız’ın oğulları olasınız. * Çünkü O, güneşini hem kötülerin hem iyilerin üzerine doğdurur; yağmurunu hem doğruların hem eğrilerin üzerine yağdırır.
¶ Pederinizin merhametli olduğu gibi sizler de merhametli olun, öyle ki, göklerdeki Babanız’ın oğulları olasınız.
¥ Çünkü O, güneşini hem kötülerin hem iyilerin üzeri-ne doğdurur; yağmurunu hem doğruların hem eğrilerin üzerine yağdırır.
Aziz Petrus, Hristiyan cemaatlerine yazarken evrensel tufanın suyundan, kurtarıcı bir su diye bahsetmektedir. Gerçekten de o su, tüm dünyaya yıkım ve ölüm getirirken, Nuh’u ve ailesini yok olmaktan ve ölümden kurtarıyordu: Bu adam, herkesin hor görmesinden ve alay etmesinden acı çekmesine rağmen Allah’ın Sözünü dinleyip itaat etmişti.
Briton Rivière (1840–1920), The Temptation in the Wilderness – Rivière
Aynı su, itaatsiz yeryüzünün kötülüğünü yok edip arındırırken itaatkar ve uysal adam için kurtuluş aracı oluyordu. O, Allah’ın dostluğundan faydalandı, hatta günümüze kadar tüm insanlar onun itaati sayesinde Allah’ın ona verdiği kutsama sözüne güvenebilmektedirler.
Aziz Petrus, İsa’nın ölümden sonra ölüler diyarına inişinin ve Nuh zamanında iman etmeyi reddeden günahkarlara gelişinin müjdesini vermesini anlatırken, yine aynı suya değiniyor. Onlar; hem diğer dinlerin takipçilerini hem de vaftiz olmadan önce ölen kişileri, yani Baba’nın sevgisinin müjdesini hiç alamayan tüm insanları temsil ediyorlar. Allah günahkarlara merhamet edip onları kurtarırsa, bunu Mesih İsa’nın kurban oluşu ve kendini sunması sayesinde kurtaracaktır. Yeni hayatı, İsa’nın haçta yaşayıp kendi dirilişindeki esintiyi yaydığı ilahi sevginin o yeni hayatını armağan olarak almak için, bir annenin rahmini gibi kabul ettiği Vaftizin suyunun sayesinde kurtarılacaklar.
Allah’a itaat yolunu, Adem’in ve Havva’nın yılanın çekiciliğini dinleyince terk ettikleri o yolunu yeniden kat etmeye başlayan O, İsa’dır.
İsa, Şeytan tarafından denenmiş olarak kırk gün çölde sebat etti: Şeytan, Allah ile karşılaşma yerinden- o Allah ki yüreğine konuşmak üzere O’nu oraya çekmişti- çıkması için O’nu teşvik ediyordu. Ayartıcı O’nu, insanlar arasında şan ve güç elde etmeye, kendi faydası için yeryüzünün nimetlerinden faydalanmaya, hatta sihirli güçleri kullanmaya teşvik ediyordu. Fakat İsa çölde kaldı; Musa gibi Allah’ı, O’nun Sözünü ve İlyas gibi O’nun gücünü aramakta sebat etti.
Düşmanın teklif ettiği itaatsizlikler, Rab tarafından yenilmektedirler. O, Ürdün Nehrinde vaftiz olunca insanların kötülüklerinin mezarı olan suya girerek, o suyu kutsadı ve Allah’ın evlatlarının yaşam kaynağı olmasını sağladı.
İsa, bizim için savaşmak üzere çölde kalmaktadır, vahşi hayvanların düşmanlığın ve tekliğin simgelediği zorluklarda sebat etmekte, Şeytanın yalancılığını ve ayartmalarını yenmektedir. O, Baba’ya dönen yolu kat etmeye başlıyor ve bizim için çoban ve rehber oluyor öyle ki bizler de bu dönüş yoluna katılabilelim.
Bize doğru yolu gösterebilecek güvenli tek kişi O’dur. Bu sebepten O, davranışımızı değiştirip Allah’ın insanlar için hazırladığı Hükümranlığa varabilmemiz için, Sözüne iman etmemiz gerektiğini hem alçakgönüllülükle hem de otorite ve açıklıkla bildirebilir. İncil’e iman etmek yeni bir içsel boyuta girmektir: Kurtuluşumuzu gücümüzle ve kendi teşebbüsümüzle kazanmayacağız, onu yol, hakikat ve yaşam olarak Baba’nın gönderdiği İsa’yı kabul ederek Baba’nın bedava armağanı olarak kabulleneceğiz!
İsa tarafından yönlendirilmiş olarak Allah’ın Sözünü dinleyerek ve ona oruç ve tapma duasıyla cevap vererek Paskalya’ya Hazırlık Devresini uysallık ve kararlılıkla yaşayacağız.
¥ Şimdi, ey İsrail halkı, Tanrı’nız Rab sizden yalnız şunu istiyor: * Tanrı’nız Rab’bi O’nu sevin; bütün yüreğinizle, bütün canınızla O’na kulluk edin.
¶ İşte ilk ve en önemli buyruk budur.
¥ Tanrı’nız Rab’bi O’nu sevin; bütün yüreğinizle, bütün canınızla O’na kulluk edin.