Kutsal Ailenin Bayramı – B

Litürji

Kutsal Kitab’ın Okunması

31/12/2023 – KUTSAL AİLENİN BAYRAMI – B Yılı

1.Okuma Yar.15,1-6; 21,1-3 Mezm 104 2.Okuma İbr. 11,8.11-12.17-19 İncil Lk 2,22-40

Bugünkü okuma metinleri özellikle İbrahim’in, Meryem ve Yusuf’un imana itaat etmeleri üzerine dikkatimizi çekmektedirler. İbrahim ve Sara, Allah’tan bir söz almışlardı, daha sonra çok ciddi bir şekilde denendiler. İbrahim, yaşadığı zor durumlar yüzünden, birçok kere Allah’ın Sözünden şüphe etmek üzere oldu ve Allah’a hiçbir şeyin imkansız olmadığının kanıtını yaşadıktan sonra bile, ondan yine anlaşılamaz bir fedakarlık istenmekte. İbrahim, Allah’ın söz verdiği ve yaşlılığında bağışladığı tek oğlunu, Allah’a feda etmesini istediğine inanıyordu ve itaat ederek bu fedakarlığı gerçekleştirmek için gerekenleri adım adım yaptı.

Unknown, Purification and the Presentation in the Temple (Miniature extracted from the Book of Hours of the Family Of Ovens. Library and Multimedia Library of Nancy, Ms. 1874 (fol 30v)).
Unknown, Purification and the Presentation in the Temple (Miniature extracted from the Book of Hours of the Family Of Ovens. Library and Multimedia Library of Nancy, Ms. 1874 (fol 30v)).

Kutsal Yazılar niçin bu tür olayları birçok kez anlatıyor? Bu olaylar Allah’a olan imanımızın temelindedir: Allah, Allah’tır, değil mi? O’nun Sözü gerçek mi aldatmaca mı? İbrahim’in davranışı bizlere ebeveynler, çocukların gidip gelmeleri hakkında bir şeyler söylüyor mu? Ve eşlerin ilişkileri hakkında bir şeyler öğretiyor mu?

Yusuf ve Meryem, Musa’nın Yasasına uyarak Yeruşalim’deki tapınağa gidiyorlar. Peki, bu davranışları gelen çocuklarımızı nasıl kabul etmemiz hakkında fikir veriyor mu?

Allah’ın Sözü bizler için düzeltme ve arınma, bilgelik, tavsiye ve yöneltmedir, hatta kurtuluş yoluna ulaşmak için hem her kişi için hem de tüm toplum için esas göstergedir.

Eşler, çocuk bekleyerek karşılıklı sevgilerini gösterirler. Bu bekleyiş yoksa sevgileri tehlikededir, hatta egoisttir, belki de yoktur. Gerçek sevgi; birlikte sevmeye yöneltir, birinin kendini ötekine vermesine değil de, ikisinin tek bir şey olmalarına ve birlikte başkalarını yaşama çağırarak onlara kendilerini vermelerine sebep olmaktadır. 

Eşlerin beklediği çocuk gelmiyorsa, ümitsizliğe mi kapılmalıdırlar? Katiyen hayır, diyor iman dolu İbrahim. Çocuk gelmiyorsa, bakışlarımızın Allah’a doğru çevrili kalması gerektiğidir: Üzerimizde O’nun özel planları olabilir, biz bunları bilemeyiz. Eğer O, bizi bekletiyorsa, O’nun bizi denenmelere karşı güçlü bir imana hazırlamak istediği demektir, öyle ki gelecek evlat alçakgönüllü, sebatkar bir iman dolu bir ortam bulabilsin.

Çocuk gelince o nasıl kabul edilmelidir? İbrahim şöyle diyor: O çocuk Allah’ın merhametinin bir armağanıdır! Bu evlat; çabalarımızın, zekamızın veya kabiliyetimizin meyvesi değildir, bunun bilincinde olmalıyız. O, şükrederek kabul edilmelidir. Onu alçakgönüllülük, minnettarlıkla, Allah’ın Sözünün verdiği güvenle karşılamak gerekiyor. Onu ümitle beslemek ve Allah’ın Sözü ile aydınlatmak lazım.

Eşe nasıl davranılır? Hem İbrahim hem de Yusuf bize şöyle diyorlar: Eşimizi Allah’ın sevgisinin aracı olarak görelim, onda Allah’ın şefkatini, merhametini ve eserini görelim. Sara ve Meryem bize şunu söylüyorlar: Güveyin varlığından ve özellikle, zayıflığımızı güçlendiren imanından mutlu olalım. İbrahim ve Sara, bakışlarını Allah’a sabit tutarak, arzusunu gerçekleştirmek isteyerek birbirlerini seviyorlar. Yusuf ve Meryem, Oğullarını Allah’a tüm kalpleriyle sunarak ve O’nun için yaşayarak birbirlerini seviyorlar.

Onlarla karşılaşan Şimeon, onların sadece Oğul’a bakmalarına, hatta kendilerini düşünmeyip Allah’ın Oğlunun etrafında ekebileceği acıyı paylaşmak için kendilerini sunmalarına yardım ediyor. O Oğulu seven ve O’na değer veren mutlaka olacaktır, ama O’nu reddeden ve kin tutan da, mutlaka olacaktır. Onun acısını ebeveynleri paylaşacaktır, onlar buna da hazır olmaktadırlar!

Biz bugün bakışlarımızı İsa’nın ailesine çevirerek, aile ilişkilerimizde güçlü olalım ve aydınlanalım. Buna çok ihtiyacımız var çünkü her birimizin günahı bu ilişkileri engelliyor. Birçok ailede yaşamak imkansızdır, bazen aile yaşamı otelde yaşamaya, hapiste olmaya, hastanede olmaya dönüşüyor. Böyle oluyor çünkü günah hüküm sürüyor ve kimse günahı kendi yerine atmayı düşünmüyor. Günahın yeri, Allah’ın kuzusu olan İsa’nın omuzlarıdır! Eğer bu yükü, yani günahı biz tutuyorsak ve taşıyorsak, bu yük tüm ailemizi eziyor ve onu acı yeri kılıyor. Şunu hatırlayalım: İsa; yaşadığımız yerlerin, barış, huzur, şefkatli ve güvenli sevgi ortamları olmaları için Barışma Gizemini bağışladı. Aile içerisinde, eşler arasında, evlatlar ile ebeveynler arasında karşılıklı af çok önemlidir, ama unutmayalım ki, yeniden huzur, birlik ve haçımızı taşıyarak sevme kabiliyetimizi bulmak için, en önemlisi ve en ‘verimlisi’ Rab’bin Kilise aracılığıyla verdiği aftır. Birçok kişi psikologların, Barışma Gizeminin hizmetkarları olan rahiplerin yerini alabileceklerini düşünüyorlar: Allah’ın affının yeri, insanın birkaç sözlerinden alınamaz! Bu sebepten her ikisinin meyveleri çok farklıdır.

Bugün Baba Allah’a ailelerimiz için şükredelim: Önümüze koyduğu kutsal örneklere bakarak O’na şükredelim. İmanlıların ailelerine bakalım, örneğin İbrahim ve Sara’nın, ama özellikle Yusuf ve Meryem’in kutsal ailesine bakalım. Bu aile, tüm eylemlerinin, tüm arzularının merkezine İsa’yı koymaktadır. Kutsal Aile’den örnek alarak yaşamımız, bir armağan ve bir kutsama olmak için, çağrıldığımız ortamda sevgi ve hikmet yaymak için de yadım bulacaktır.

Sorelle Fraternità Gesù Risorto – Konya
miriam@cinquepani.it