Kutsal Efkaristiya Bayramı – B

Litürji

Kutsal Kitab’ın Okunması

02/06/2024-EFKARİSTİYA BAYRAMI – B –

1.Okuma Çık. 24,3-8 Mezmur 115 2.Okuma İbr. 9,11-15 İncil Mk. 14,12-16.22-26

Her Pazar günü Rab’bimiz Mesih İsa’nın ölümden Dirilişini kutlarız ve havarilerin hazırladığı ve Yeruşalim’in bir evinin büyük bir odasında özenle hazırlanmış olan “Son yemeği” anarız. O Yemek, Paskalya Yemeği idi, törenlerle ve anılarla zengindi, ama onu anlatan İncil yazarları özellikle iki niteliği üzerinde durmaktadırlar.

Gebhard Fugel, Miraculous Multiplication of Bread (1926)

Bunlar, mayasız ekmeğin ve şarap kupasının dağıtımına eşlik eden hareketler ve sözlerdir. Her ikisi de, halkın Musa’yı takip ederek Mısır’dan kurtuluşunu, buna eşlik eden mucizevi işaretleri ve beslendikleri kuzunun öldürülmesi, ve kanı ile kapıların işaretlenmesini de anmalıydı. İsa elinde mayasız ekmekle basit ama çok anlamlı bir hareket yapmaktadır: Allah’ın kutsama duasını söylemekte, ekmeği bölmekte ve dağıtmaktadır. Buraya kadar yeni bir şey yoktur. Fakat bu hareketlerle birlikte söylediği sözler her zamankiler değildir: “Alınız, bu benim bedenimdir”. Havariler çok şaşırmış olmalılardı, anlayamamışlardı. İsa insanlar tarafından öldürüleceğini önceden bildirmişti, ama onlar bunu ciddiye almamışlardı. Şimdi O, bölünmüş ekmeğe sunulmuş bedeninin anması anlamını vermektedir. 

Aynı yeniliği şarap kupası ile de yapmaktadır. Hatta kupa için daha fazla şeyler de eklemektedir: O, “benim kanımdır, birçokları için dökülen Antlaşma kanıdır”. Peygamberlerin bahsettiği bu antlaşma yeni ve ebedi antlaşmadır, bu antlaşmaya bizi daima seveceğine söz vererek sadece Allah bağlanmaktadır.

Mademki günahın kötülüğü yüzünden biz Allah’a hiçbir zaman sadık kalmayı beceremiyoruz, işte Allah sözlerimizi tutmaya kabiliyetli olmasak da O Kendisini bizim müttefikimiz yapmaktadır. Bu antlaşma İsa tarafından kanını dökerek yapılıyor. İsa Bedeni ve Kanı ile bizleri besleyerek O’nun yaşamı ve sadakati bizim oluyor. İsa’nın sunduğu Ekmeği yiyen ve İsa’nın sunduğu Şarabı içen, O’nun sadık sevme kapasitesine, beklentilerden çok sevmeye, beklenmedik sevme kabiliyetine kavuşur. Ekmek ve Şarap; İsa’nın Bedeni ve Kanı, bizim sunak masasına koyduklarımız ve sonradan beslendiklerimizdir. Buraya gelen, almak için gelmektedir, yani Allah’ın verdiği yaşamı ve sevgide yaşayabilmek için güç ve sebat almaktadır. Fakat buraya gelen aynı zamanda vermeye de hazırdır. O, yenilenmiş kadın veya erkek varlığını bağışlar, o önceden Allah’tan aldığı ve şimdi İsa’nın Ekmeğiyle beslediği sevgiyi, verir.

Efkaristiya Ayinine katılmak yaşamın önemli bir anıdır: Sadece bir tören değildir, bir markete gidip hoşumuza gideni almak değildir, tiyatroya gidip başkalarıyla zaman geçirmek de değildir. Efkaristiya Ayinine katılmak ne tarz bir yaşama sahip olduğumuzu gösterir. Aynı zamanda hem günlük yalnızlığımızda hem de sosyal yaşamımızda nasıl yaşamak istediğimizi gösterir. Efkaristiya Ayinine katılmak sadece dinlemek istediğimiz Allah’a karşı değil, tüm insanlara karşı da, bizlerle ilahi ve dua edenlere karşı, Ayine katılmayan ve yolumuzda karşılaştığımız herkese karşı da somut bir sevgi eylemidir. 

Sen Efkaristiya Ayinine gideceğine yatağında yattığında veya eğlenceye gittiğinde ya da işlerinin peşinden koştuğunda cemaatin zayıflanmış olur. Bu şekilde senin günahın, hem kendini ancak ve ancak Efkaristiya Ayininden elde edebileceğin ‘zenginlikten’ mahrum etmektedir, hem de cemaatini ve tüm Kiliseyi senin varlığından, imanının tanıklığından, senin değerli sevginden yoksun bırakmaktır. 

Aile veya çevre ilişkilerinin bozulmasından acı çeken birçok kişiyle karşılaşıyorum. Anlattıklarıyla bu kadar acının sebebini anlıyorum. Bu kişilerin çoğu, uzun zamandır İsa’nın Bedeniyle beslenmemektedirler, Allah’ın merhametini sunan Barışma Gizeminden uzaktalar, kardeşlerinin iman tanıklığına katılmıyorlar, İsa’nın dünyayı yenilemek ve iyileştirmek için verdiği Ayine katılmıyorlar. Hekimin verdiği ilaçları ve tedaviyi reddeden hasta uzun zaman hasta kalır ve acısı artar. Rab’bin armağanını görmezlikten gelen ve reddeden Hristiyan günahın dünyada meydana getirdiği düzensizlikte ve günahta kalır.

Bugünkü bayram Rab’be yakın kalmaya, içimizde “ebedi” yaşamın büyümesi için bize bıraktığı armağanları sevinçle kabul etmeye verdiğimiz kararı yenilemek için bir fırsattır. Bugün Mesih’in Bedeni ile yürüyüş yaparken ve O’nu ilahilerle överken O’na olan imanımızı ve sevgimizi belirtmek istiyoruz ve aynı zamanda herkese gerçek yaşamın İsa olduğunu, birliğimizin kaynağı, sevgimizin ve hizmetimizin kaynağı O olduğunu ilan etmek istiyoruz. 

Bize bıraktığın armağan için, ekmekte saklı olan mevcudiyetin için teşekkürler, İsa! Gücün, bu ekmek vasıtasıyla bize, küçük, büyük, hasta, sağlıklı, günahkar, iyi, sadakatsiz hepimize, gizemli bir şekilde gelmektedir! Seni övüyoruz ve Seni kutsuyoruz: Daima bizimle kal, biz de seninle hep birlikte olmak istiyoruz!

Sorelle Fraternità Gesù Risorto – Konya
miriam@cinquepani.it

Olağan Devre VIII. Cuma

RESPONSORİUM  Bkz. Ey. 12,13.14; 23,13

¥   Bilgelik ve güç Allah’a özgüdür, O’ndadır öğüt ve akıl. *O’nun yıktığı onarılamaz, O’nun hapsettiği kişi özgür olamaz.

¶  O bir kez karar verirse, kimse fikrini değiştiremez, neye karar verdiyse, onu yapar. * O’nun yıktığı onarılamaz, O’nun hapsettiği kişi özgür olamaz.

Olağan Devre VIII. Perşembe

RESPONSORİUM Bkz. Rom. 13,8.10; Gal. 5,14                                                 

¥  Başkâhinimiz zayıflıklarımızda bize yakınlık duyamayan biri değildir; tersine, her alanda bizim gibi denenmiş, ama günah işlememiştir. * Onun için Allah’ın lütuf tahtına cesaretle yaklaşalım

¶  Yardım gereksindiğimizde merhamet görelim ve lütuf bulalım * Onun için Allah’ın lütuf tahtına cesaretle yaklaşalım.

Olağan Devre VIII. Çarşamba

RESPONSORİUM  Bkz. Az. Agust. İtrf. 10,27; Lk. 19.10

¥    Çok önceden seni sevdim, Ey en Güzel Olan, en eski ve en yeni, çok eskiden beri seni sevdim.  * Beni yüksek sesle çağırdın ve benim sağırlığımı kaldırdın.

¶  İnsan Oğlu, kaybolmuş olanı aramaya ve onları kurtuluşa götürmeye geldi.  * Beni yüksek sesle çağırdın ve benim sağırlığımı kaldırdın.

Olağan VIII. Pazartesi

İncil: Markos 10, 17-27

İsa yola çıkarken, biri koşarak yanına geldi. Önünde diz çöküp O’na, “İyi öğretmenim, sonsuz yaşama kavuşmak için ne yapmalıyım?” diye sordu. İsa, “Bana neden iyi diyorsun?” dedi. “İyi olan yalnız biri var, O da Tanrı’dır. O’nun buyruklarını biliyorsun: ‘Adam öldürmeyeceksin, zina etmeyeceksin, çalmayacaksın, yalan yere tanıklık etmeyeceksin, kimsenin hakkını yemeyeceksin, annene babana saygı göstereceksin.'”

Adam, “Öğretmenim, bunların hepsini gençliğimden beri yerine getiriyorum dedi. Ona sevgiyle bakan İsa, “Bir eksiğin var” dedi. “Git neyin varsa sat, parasını yoksullara ver; böylece gökte hazinen olur. Sonra gel, beni izle.”

Bu sözler üzerine adamın yüzü asıldı, üzüntü içinde oradan uzaklaştı. Çünkü çok malı vardı.

İsa çevresine göz gezdirdikten sonra öğrencilerine, “Varlıklı kişilerin Tanrı Egemenliği’ne girmesi ne güç olacak!” dedi.

Öğrenciler O’nun sözlerine şaştılar. Ama İsa onlara yine, “Çocuklar” dedi, “Tanrı’nın Egemenliği’ne girmek ne güçtür! Devenin iğne deliğinden geçmesi, zenginin Tanrı Egemenliği’ne girmesinden daha kolaydır.”

Öğrenciler büsbütün şaşırmışlardı. Birbirlerine, “Öyleyse kim kurtulabilir?” diyorlardı.

İsa onlara bakarak, “İnsanlar için bu imkânsız, ama Tanrı için değil. Tanrı için her şey mümkündür” dedi.

Kutsal Üçlü Birlik Bayramı

RESPONSORİUM Ef. 1, 17. 18; 1. Kor. 2, 12

¥ Rabbimiz Mesih İsa’nın Peder’i, Yüce Allah, bize verdiği esini kavramamız için bilgelik ruhunu bize versin ve onu tam olarak tanımamızı sağlasın. * O, kutsalların mirası olarak verdiği yüceliğe olan çağrımızı görebilmemiz için aklı-mızı aydınlatsın.

¶ Biz bu dünyanın ruhunu değil, Allah’tan gelen Kutsal Ruh’u aldık.

¥ O, kutsalların mirası olarak verdiği yüceliğe olan çağrımızı görebilmemiz için aklımızı aydınlatsın.

Kutsal Üçlü – Birlik bayramı – B

Litürji

Kutsal Kitab’ın Okunması

26/05/2024 – KUTSAL ÜÇLÜ-BİRLİK BAYRAMI – B

1. Okuma Yasa 4,32-34.39-40 Mezmur 32 2. Okuma Rom 8,14-17 İncil Mt 28,16-20

Biz Katolikler sıkça haç işaretini yaparız, bu görünür ve anlamlı işareti sağ elimizle yaparız. Bunu başkaları için değil, kendimiz için yapıyoruz, Allah’ın bize olan sevgisini hatırlamak ve kutlamak için.

Jan Polack (1450-1519), Gnadenstuhl / Trinity (An iconographical representation of the Trinity in which God the Father holds Christ the son, either on a cross or after the crucifixion, and the Holy Spirit appears near or on God's shoulder in the form of a dove)
Jan Polack (1450-1519), Gnadenstuhl / Trinity (An iconographical representation of the Trinity in which God the Father holds Christ the son, either on a cross or after the crucifixion, and the Holy Spirit appears near or on God’s shoulder in the form of a dove)

Başkalarının bunu görmesi bizim için problem değildir, çünkü onlar aynı zamanda kendilerine karşı olan sevgimizi, Allah’tan kaynaklanan sevgimizi görüyorlar. Bizim ve herkesin, sevgimizin kaynağının ne olduğunu bilmeleri iyidir!

Haç işaretimizi yaparken ağzımızla da “Peder, Oğul ve Kutsal Ruh’un adına” diyerek Allah’ımızın adını anarız. Bu şekilde vaftizde bize söyleneni tekrar etmiş oluruz: Peder, Oğul ve Kutsal Ruh’un adına! Biz yaşamaya ve işlerimizi yapmaya bu isim adına devam etmekteyiz, yani Allah’ımızın sevgisinin yaşamı içerisinde.

Kutsal Yazının dediği ve Büyük İman Açıklanmasında tekrarladığımız gibi Allah’ımız tektir. O halde biz niye üç Şahında O’na taparız? Tek bir Allah üç Kişi olabilir mi?

Bu haklı bir sorudur ve tüm Hristiyanlar buna cevap verebilmeli. Bu soruyu başkaları sorduğunda bazen cevap veremiyoruz, çünkü uygun sözcükleri bulmak kolay değildir, ama bu soru aklımızdan veya yüreğimizden geçtiğinde en azından kendi kendimize cevap verebilmeliyiz.

Allah tektir, ama yalnız ve kendi içine kapanmış değildir. O, sevgidir ve sevgi, kendini sunmaktır: Bu sebepten Allah verilen, bunun için alınan da Sevgidir. Allah’ın sevgi olduğunu düşündüğümde O’nu bir aile gibi düşünmek bana sevinç vermekte, hatta ancak bu şekilde O’nu sevgi olarak anlayabilmekteyim.

Tek sevgide inisiyatif alan sevgiye de (Peder’e), diğerinin önerilerini kabul eden sevgiye de (Oğu’la), diğerinin sevgisine destek vererek işbirliği yapan sevgiye de (Kutsal Ruh’a), yer vardır. Tek Allah’ta Peder’e, Oğul’a ve Kutsal Ruh’a yer vardır. Onlar, birbirlerinden uzak veya bağımsız üç varlık değil: Tek bir yüreğin üç sevme kabiliyetidir.

Bizler Kutsal Üçlü-Birlik olan Tek Allah’ımızı anlatabilmek için uygun sözlere veya imajlara sahip değiliz: Sadece kısmi bir anlama ile yetinmeliyiz, ama aslında içten içe anlıyoruz ki, eğer Allah, birbirini seven Üç Şahıs olmasa, O’ndan korkmamız gerekecekti. Dahası var, biz O’nu sadece anlamakla yetinmiyoruz, O’nda bir yerimiz var, O’nunla yaşıyoruz ve O’ndan birliğimizi besleyen sevgiyi alıyoruz.

Kutsal Kitap metinleri bize yardım etmektedirler: “Rab Allah yukarda göklerde ve burada yeryüzünde Rab’dir”: Allah göklerde olan Peder’dir, insanlığımız kadar bizim için inen Oğul’dur ve de “evlat kılan Ruh’tur”, bu sebepten İsa’nın sözlerini kullanarak Peder’e: “Abba, Baba” diyebiliriz. 

Allah’ın yaşamı, onu tanıdıkça yaşamımızın birçok yüzünü açıklamakta ve yeni sevgi ve birlik imkanı yaratmaktadır. O’nu tanımamız önemlidir: Haç işaretimizi yaparken sadece vaftizimizin sözlerini tekrarlamakla yetinmeyelim, aynı zamanda bu sözleri derin düşünelim, onları daha iyi anlamaya çalışalım. Allah’ın eylemlerini görebilmemiz ve İsa’nın sevgisini paylaşabilmemiz için Kutsal Ruh’un aklımızı aydınlatmasını dileyelim.

Bu armağan bize artık sunuldu, ama biz onu kabul ettiğimizden daha çok kabul edebiliriz. Yüreğimizi açalım öyle ki Peder’in ve İsa’nın sevgisinin gücünü ve ışığını almaya devam edelim!

Sorelle Fraternità Gesù Risorto – Konya
miriam@cinquepani.it