Tüm Azizlerin Bayramı

Litürji

Kutsal Kitab’ın Okunması

01/11/2023 – TÜM AZİZLERİN BAYRAMI

Birinci okuma Ap 7,2-4.9-14 Mezmur 23 İkinci okuma 1Gv 3,1-3 İncil Mt 5,1-12

Tüm Azizler Bayramında, Matta İncil’inden İsa’nın, öğrencilerine ve kalabalığa kendini tanıttığı sözleri okuyoruz. İsa, dağa çıkıyor ve ardından herkes onu takip ediyor. Yahudi olsaydık bunun büyük ve belirtici bir olay olduğunu hemen anlardık. Dağa çıkmak; Musa’nın, Allah ile konuşmak için çağrıldığında, yaptığı şeydir. Musa dağa tek başına çıkabildi, tüm halk ise aşağıda beklemeliydi. İsa ise beraberinde herkesi alarak dağa çıkıyor: O’nunla birlikte tüm insanlar Allah ile karşılaşabilir ve O’nun sözlerini duyabilir. Ve O, dağda oturarak konuşuyor, yani O’nda Rab otoritesi var: İsa’nın sözleri, Allah’ın insanlara yöneltmek istediği mesajdır.

İsa’nın karşısında yalnız günahkarlar, Vaftizci Yahya tarafından tövbe etmeye çağrılmış günahkarlar durmaktadırlar. İsa günahkarlara konuşuyor fakat azarlama sözlerini kullanmamaktadır. Onları sadece tatlılık ve merhametle sevmek ister gibidir. Onlara kendi günahlarına bakmalarını söylemiyor; yaşamlarına da o ana kadar yaptıkları gibi devam etmelerini de söylemiyor. O, arzularını değiştirecek şekilde konuşuyor, onlara yeni varış noktaları sunuyor, bu dünyanın gözüktüğünün ötesinde başka türlü olabileceği konusunda onları bilinçli kılıyor.

O’nu dinledikten sonra öğrencileri ve kalabalık; yeni bir şekilde nefes almaya başlıyor, yaşamlarına yeni bir anlam veriyor, acılarından fayda görüyor, adalet ve kardeşlik arzularının gerçekleşebileceği ümidine kapılıyor, hayal ettikleri dünyanın mümkün olabileceğine inanmaya başlıyorlar, çünkü bunu Allah’ın Kendisi istemektedir.

İsa’nın cümleleri Kutsal Kitab’ın en güzel cümleleri gibi başlamaktadırlar:

Ne mutlu adalete uyanlara (Mez 106).

Ne mutlu O’nu özlemle bekleyenlere (Yeşaya 30,18).

Ne mutlu sabırla bekleyene (Dan 12,12).

Ne mutlu bilgelik konusunda düşünceye dalan kişiye (Şirak 14,20)!

Ne mutlu beni dinleyenler, her gün kapımı gözleyen, kapımın eşiğinden ayrılmayan kişiye (Özd 8,34)!

Ne mutlu Rab’den korkana, O’nun yolunda yürüyene (Mez 128)!

Ne mutlu sana güvenen insana (Mez 84).

Ne mutlu yoksulu düşünene (Mez 41).

Bu şekilde İsa yeni bir şey başlatmak istemediğini gösteriyor, sadece Allah’ın dinleyici ve işbirlikçi bulabilirse, her zaman gerçekleştirmek istediği şeyleri söylüyor. Şimdi İsa, Allah’ın istediği gibi yaşamak ne kadar güzel olduğunu göstermek istiyor! Onu dinleyen ve takip eden olacak mı? Kalabalığın içerisinde Allah’ın yaşamının yeniliğini, Allah ile ve Allah için yaşamayı kabul eden birileri olacak mı? Bu bir yeniliktir çünkü yaşamdan günaha götüren ve dolayısıyla acı veren her şey yok olmalı.

İşte İsa şöyle diyor: Ne mutlu ruhta fakir olanlara, yani ümitlerini zenginliklere bağlamayanlara; onlar zenginliğin daima aldatıcı olduğunu biliyor, bu yüzden onu arzulamıyorlar bile! Kendi ve başkalarının günahları için üzüntüde ağlayanlara, ne mutlu! Onlar kendi yaşamlarını ve üzüntülerini Allah’a teslim ederler, o zaman Allah kendisi onlarla ilgilenecek ve onları teselli edecek! Ne mutlu uysal olanlara, ne insanlardan ne de Allah’tan iddia ile bir şey beklememekteler: Yeryüzünde olan azla yetinmeyi biliyorlar.

İsa mutluluklara devam ediyor: Öç almayanları övüyor, çünkü onlar insanların kötülüğünü merhametle yenmektedirler. Sonra da, “Ne mutlu doğruluk uğruna eziyet çekenlere” diye ilan etmektedir. Bu mutluluk, Allah ve insanlar ile adaletli olmayı arzu edenler içindir: Allah mutlaka arzularını gerçekleştirecektir.

İsa günahkarları azarlamıyor, ama onları günah işlemeye götürmeyen şeyleri arzulamalarını sağlıyor, bu, onların bulunduğu zayıf ve zavallı durumdan kurtaracaktır.

İsa’yı şimdi dinleyen de günahkardır: Bizler günahkarız. İsa bizi azarlamıyor, ama arzulamamız gerekeni gösteriyor. Zenginlikleri, önemli yerleri, insani adaleti arzulamaya devam edersek, günahın etkisi altında olmaya devam edecektik. Göklerin hazinelerini arzulayarak ise, bizi kötülüğe sürükleyen döngüden çıkacağız ve Baba Allah’ın kutsamasının, İsa’ya itaatin, Ruh’un katsallığının etkisi altına gireceğiz.

Azizler İsa’yı dinlediler ve arzularını değiştirdiler! Böylece yaşamları Allah’ın Oğlu’nunkine uygun oldu! Biz onlara hayranlıkla bakıyoruz, onların tanıklıklarından ve sevgilerinden mutlu oluyoruz: Bugün onlardan öğrenebilme, onların örneğini takip edebilme ve başlattıkları işleri devam ettirebilme lütfunu Baba’dan diliyoruz.

Sorelle Fraternità Gesù Risorto – Konya
miriam@cinquepani.it

Olağan Devre XXX. Pazartesi

RESPONSORİUM                                                                                                              Tob. 4,19; 14,8

¥ Bir işe girişirken Allah’a yalvar, sana yol göstermesi ve amacına ulaşa-bilmen için O’na yakar. * bütün iyilikleri veren Allah’tır.

 ¶Allah için içtenlikle çalışın ve O’nu sevindirecek biçimde davranın. * bütün iyilikleri veren Allah’tır.

Olağan Devre XXX. Pazar

RESPONSORİUM  Bkz. Yud. 9,13; 6:9                                      

¥   Göğün ve yerin Allah’ı, suları yaratıcısı, tüm yaratılışın kralı, * kullarının duasını işit.

¶  Göğün ve yerin yaratıcısı, soyumuzun düşkünlüğüne bak,  * kullarının duasını işit.

Olağan XXIX. Cumartesi

RESPONSORİUM  Rom. 5, 18.12                                             

¥ İşte, tek bir suçun bütün insanların mahkûmiyetine yol açtığı gibi, * bir doğruluk eylemi de bütün insanlara yaşam veren aklanmayı sağladı.

¶ Günah bir insan aracılığıyla, ölüm de günah aracılığıyla dünyaya girdi. * bir doğruluk eylemi de bütün insanlara yaşam veren aklanmayı sağladı.

Olağan devre – 30. Pazar Günü – A

Litürji

Kutsal Kitab’ın Okunması

29/10/2023 – OLAĞAN DEVRE – 30. Pazar Günü – A

Birinci okuma Çıkış 22,20-26 Mezmur 17 İkinci okuma 1 Sel. 1,5-10 İncil Mt 22,34-40

İsa’ya yöneltilen soru, zor bir sorudur: «Öğretmenim, Kutsal Yasa’da en önemli buyruk hangisi?». Cevap vermek zordur, çünkü bütün emirler, Allah’ın emirleridir, bunun için onların hepsi önemlidir. Fakat İsa bu zorluğu aşıyor, çünkü O, emirlere değil, onları sunan Kişiye bakmaktadır. O, hikmetli sözleri sunan, onları sevgi ile sunan Baba’ya bakmaktadır.

James Tissot (1886-1894), Jesus speaks to the Pharisees - Gesù parla ai farisei
James Tissot (1886-1894), Jesus speaks to the Pharisees – Gesù parla ai farisei

Biz O’nu dinliyoruz çünkü O’na sevgisi için minnettarız ve bunun için O’nu seviyoruz. En güzel ve temel, hayatımızı da güzel kılan Söz şudur: Sevmek. O’nu ve O’nun bir anne gibi yüreğinde taşıdığı her insanı seviyoruz. Eğer bir anneyi seversen, bütün evlatlarını da seversin. Allah’ı ve O’nun bütün evlatlarını sevmek; hayatın temeli, bütün öğretilerin amacıdır. Öldürmüyorum, çünkü seviyorum; çalmıyorum, çünkü seviyorum, eşime sadakatsiz olmuyorum, çünkü seviyorum; yalan söylemiyorum, çünkü seviyorum. Eğer sevmezsem, kendime ve bencilliğimin bütün isteklerini tatmin etmeye izin veriyorum, fakat bu şekilde Allah’ın güzelliğini saklıyorum, O’nu kimseye tanıtmıyorum, ben de O’nu tanımıyorum.

Komşuları sevme emri insan kadar eskidir. Allah insanı yarattığı andan beri ona sevme kabiliyetini ve sevilme ihtiyacını verdi. Her insanda bu iki özellik vardır, onların sayesinde o, başkalarıyla birlik içerisinde yaşayabilir. Başkalarıyla birlik içerisinde yaşayanın yüreğinde sevinç vardır ve bunu etrafında kilerine saçar. Sevme kabiliyetini kullanamayan ve sevilmeyi kabul etmeyen, başkalarıyla olan birliği engeller, mutsuzluğa kapılır ve etrafında kilerini acı çektirir.

Maalesef egoizm ve gurur kolaylıkla yüreklere girer: Bu sebepten sevmede ve sevilmeyi kabul etmede zorlanırız, birçok kere de bunlardan kaçınırız. Bu; insanı mahveden, mutlu olmasını engelleyen günahtır.

Allah insanın kötülükten hür olmasını ister ve bu sebepten ona kendi ve başkasının günahının yükünden acı çekenleri sevmeyi ”emreder”. Fakat Allah zayıflığımızı da bilir. Bu sebepten O, sadık ve devamlı olarak, gücü ve sevme kabiliyeti ile, içimizde olmak ister. Kendisinin içimizde oturabilmesi için Kendisini sevmemizi, Kendisi ile birlik içinde kalmamızı ister ve bu yolu kolaylaştırmak için işte bize İsa’yı yolluyor! Ve de İsa bizlere yeni bir sevgiyi vermekte, her çeşit kibir veya egoizmden uzak bir sevgiyi: O, bu sevgiyi ilk önce bize göstermekte, Babasına ölüme kadar itaati ve Kendisini haça gerenleri affedecek kadar merhameti yaşayarak!

Allah’a gerçek sevgiyi ve insanlara gerçek sevgiyi, İsa’nın yaşadığını görebiliriz. Din bilginine verdiği cevapta İsa, o ana kadar yaşadığı ve sonuna kadar yaşayacağı sevgiyi anlatıyordu. Biz O’nu görüp O’ndan öğrenebilmek için bakışlarımızı İsa’ya çevirip O’na dikkatle bakmaya çalışacağız.

Aziz Pavlus da bunu yapmamızı öneriyor. Ayrıca Havari, İsa’dan başka onu da örnek almamıza davet ediyor. Çünkü o, Rab tarafından çağrıldığından beri O’nun öğretilerine uygun yaşadı, yorgunluğu hiç düşünmedi. Tüm Hristiyanların yaşamı da bir model olmakta, aynen mektup yazdığı Selanikliler gibi! Onlar tövbe ettiler ve putlardan uzaklaştılar, putların izin verdiği ve egoizmin tüm şekillerini kapsayan yaşam tarzını terk ettiler: Başkalarının ve ailenin yaşamını hor görme, cinsel ahlaksızlık, eşlerin sadakatsizliği, cimrilik, şiddet.

Putları terk ederek Hristiyanlar tek gerçek ve canlı Allah’a hizmet etmektedirler: Her insanı seven Allah’a, fakire ve öksüze merhamet eden, dulu koruyan, yabancıyı koruyan Allah’a!

Hristiyan bu dünyada yabancı gibi yaşar, çünkü göklerin vatandaşı olduğunu bilir, bu sebepten bu dünyadaki yabancılara iyilikle bakar ve onlara Baba’nın sevgisini göstermek ister. Hristiyan yabancılara sadece Allah’ın sevgisinin maddi birkaç işaretini vermekle yetinmez, ona Allah’ın kendisine verdiği kocaman armağanı da tanıtmak ister, “bizleri gelecek olan öfkeli yargıdan kurtaran” ve ebedi yaşama girmemizi hazırlayan İsa’yı tanıtmak ister!

Sorelle Fraternità Gesù Risorto – Konya
miriam@cinquepani.it

Olağan Devre XXIX. Cuma

RESPONSORİUM Bkz.Rm. 8,26; Zek. 12,10                             

¥  Ne için dua etmemiz gerektiğini bilmeyiz, * ama Ruh’un kendisi, sözle anlatılamaz iniltilerle bizim için aracılık eder.

¶  Davut soyuyla Yeruşalim’de oturanların üzerine lütuf ve yakarış ruhunu dökeceğim, * ama Ruh’un kendisi, sözle anlatılamaz iniltilerle bizim için aracılık eder.

CET Genel Başkanı ve İzmir Metropolitan Başepiskoposu Mons. Martin Kmetec, Türkiye Cumhuriyetinin 100. yılı için bir tebrik mesajı yayınladı

Mons. Martin Kmetec, Cumhurbaşkanı’na gönderdiği mesajında “Türkiye Cumhuriyeti’nin yüzüncü kuruluş yıldönümü vesilesiyle ülkede yaşayan tüm Episkoposların ve Katolik Hristiyanların samimi iyi dileklerini, size sunmak arzusundayız.” diyerek tebriklerini iletti.