Türkiye Katolik Ruhani Reisler Kurulu -|- Թուրքիոյ Կաթողիկէ Եպիսկոպոսներու Համաժողով -|- Conférence Episcopale de Turquie -|- Conference of Catholic Bishops in Turkey -|- Conferenza Episcopale Turchia -|- مؤتمر الأساقفة الكاثوليك في تركيا
Ama Allah O’nu üçüncü gün diriltti ve açıkça görünmesini sağladı. İsa halkın tümüne değil de, Allah’ın önceden seçtiği tanıklara -ölümden dirilmesinden sonra kendisiyle birlikte yiyip içen bizlere- göründü. Allah tarafından ölülerle dirilerin Yargıcı olarak atanan kişinin kendisi olduğunu halka duyurmamızı, buna tanıklık etmemizi buyurdu. Peygamberlerin hepsi O’nunla ilgili tanıklıkta bulunuyorlar. Şöyle ki, O’na inanan herkesin günahları O’nun adıyla bağış-lanır.”
Bizim için acı çekmiş, bizim için dirilmiş Rab’bimiz İsa senin yüreğinde daima kalsın ve O’nun varlığı bol bol sevginin meyvelerini doğurabilsin!
Bayramımız kutlu olsun!
Petrus pagan Kornelyus’un evinde ettiği ilk tanıklığı bize anlatıyor: O dirilmiş İsa’yı görmekle kalmadı, O’nunla yedi, içti. Havarinin vardığı sonuç gerçekten çok önemli: “O, Allah tarafından dirilerin ve ölülerin Yargıcı olarak atanmış olduğunu halka duyurmamızı ve buna tanıklık etmemizi buyurdu: Bütün peygamberler onunla ilgili tanıklıkta bulunuyorlar. Şöyle ki, ona iman eden herkes onun adıyla günahlarının bağışlanmasına kavuşsun”. Rab İsa bizim için, kurtuluşumuz için dirildi; günahlarımızın artık bizleri Allah’ın önünde suçlu duruma düşürmemesi ve Baba’dan uzaklaştırmamaları için dirildi.
Aziz Pavlus da bizleri İsa’ya iman etmeyeçağırmaktadır ve şöyle demektedir: “Gökteki değerlerin ardından gidin. Mesih orada, Allah’ın sağında oturuyor”. Hemen hemen her şeyin bizleri üzgün kıldığı bu dünyanın dışına bakmak güzeldir ve sevinç kaynağıdır, fakat özellikle göksel şeyleri arzulamak bizleri maddi şeylere bağlayan egoist dürtülerden hür kılmaktadır.
İsa’yı gözümüzün önünde tutalım, O yeryüzündeki koşumuzu tamamlayacağımızda, Baba’nın bizleri de beklediği yerdedir. İsa’ya bakalım: Acılarının işaretlerini taşısa da, bizlere saf ve ruhani bir sevinç göstermektedir ve bunu bizlerle paylaşmaktadır. Bizler bu dünyada acı çekmeye devam etmekteyiz, O’nun öğretilerine uymak ve O’nunla dostluğu yaşamak için de zorluklardan geçip acı çekiyoruz, ama bugün haçımızı boşuna taşımadığımızın güvencesi yenilenmektedir.
Haçlarımız Mecdelli Meryem’in acısı gibidir. O, acısına teselli ve çare olamayacağını düşünmektedir. İnsanların kötülüğünün bizlerin her çeşit iyiliğimizi ve Allah’ın her projesini de yeneceğinden emindir. Petrus ve diğer öğrenci, mezara doğru koşarlarken şüpheye ve hayrete cevap ve çözüm bulamamakla beraber Meryem’in ağlamasını paylaşmıyorlar. Onlar için yeni bir yaşam başlamaktadır, çünkü içlerinde yavaşça iman tomurcuğu yeşermeye başlamaktadır.
Paskalya daima bir başlangıçtır! Ölülerden dirilen İsa, ölümün korku ve acısına, bunun için yararsızlığa da boyun eğiyor gibi gözüken bu yaşamımızın ötesinde yaşamaktadır. Aynı zamanda O burada, yanımızda, bizimle değişik bir şekilde beraberdir, çürümeye ve bozulmaya artık tabi olmadığından bizlerden de umutsuzluğu ve boşluk hissini kaldırmaktadır. O’nun dirilişinin sayesinde umudumuz, sevincimiz ve güvenimiz canlanır, çünkü artık hayatımızın yeni olasılıklarından eminiz: Allah’ın Kendisi bunları yüreğinde korumaktadır.
Bugünkü bayram insanların yeryüzünde kutlayabilecekleri ilk, en büyük ve en sevinçli bayramdır. Bu bayram yüreğe bayramla geçmeyen öyle bir sınırsız sevinç koyar ki insanlar, yaşadıkları ortamlara ve ailelerine sevinç kaynağı ve sevgi araçları olmaya devam ederler.
Halleluya ilahisi tüm yıl bizimle birlikte olacak, bizlere Allah tarafından çok sevildiğimizi hatırlatacak ve yaşamımızın O’nun gözlerinde ebedi bir değere sahip olduğunu anımsatacaktır. O bunun için ölümü yendi ve bizlere sonsuz sevgisini tanıyan yeni yaşam verdi. Halleluya!
¥ Ölümüyle güneşin karardığı, berrak suyun pınarı olan çobanımız bizden uzaklaştı İlk insanı (Adem)tutsak etmiş olan, şimdi kendisi tutsak oldu: * Bugün Kurtarıcımız ölümün kapılarını ve çubuklarını kırdı.
¶ Cehennemin zindanını beşeriyetin güçlüklerini yok etti.
¥ Bugün Kurtarıcımız ölümün kapılarını ve çubuklarını kırdı.
¥ Altın ya da gümüş gibi geçici şeylerle değil, kusursuz ve lekesiz kuzuyu andıran Mesih’in değerli kanının fidyesiyle kurtuldunuz. * Onun aracılığıyla hepimiz tek Ruh’ta Baba’nın huzuruna çıkabiliriz.
¶ Oğlu İsa’nın kanı bizi her günahtan arındırır.
¥ Onun aracılığıyla hepimiz tek Ruh’ta Baba’nın huzuruna çıkabiliriz.
¥ Çünkü herkes günah işledi ve Allah’ın yüceliğinden yoksun kaldı. İnsanlar İsa Mesih’te olan kurtuluşla Allah’ın lütfuyla, karşılıksız olarak aklanırlar. * Allah Mesih’i, kanıyla günahları bağışlatan ve imanla benimsenen kurban olarak sundu.
¶ İşte, dünyanın günahını ortadan kaldıran Allah Kuzusu!
¥ Allah Mesih’i, kanıyla günahları bağışlatan ve imanla benimsenen kurban olarak sundu.
Birbirinize karşı iyi yürekli, şefkatli olun. Allah sizi Mesih’te bağışladığı gibi, siz de birbirinizi bağışlayın. Bunun için, sevgili çocukları olarak Allah’ı örnek alın. Mesih bizi nasıl sevdiyse ve bizim için kendisini güzel kokulu bir sunu ve kurban olarak nasıl Allah’a sunduysa, siz de öylece sevgi yolunda yürüyün.
¥ Ertesi gün, büyük kalabalık giysilerini yolun üzerine serdi. Bazıları da ağaçlardan dal kesip yola sererek O’nu karşılamaya çıktılar. * “Hozana! Rab’bin adıyla gelene, İsrail’in Kralı’na övgüler olsun!” diye bağırıyorlardı.
¶ Önden giden ve arkadan gelen kalabalıklar.
¥ “Hozana! Rab’bin adıyla gelene, İsrail’in Kralı’na övgüler olsun!” diye bağırıyorlardı.
24/03/2024 – MESİH İSA’NIN YERUŞALEM’E GİRİŞ BAYRAMI – B
Giriş: Mk. 11,1-10; 1ª Okuma Yeş. 50,4-7 Mezmur 21; 2.Okuma Fil. 2,6-11; İncil Mk. 14,1 – 15,47
Bugünkü Ayine özel bir dua anı ile başlıyoruz: Ellerimizde zeytin ve palmiye dalları ile halk topluluğu ve öğrencilerin İsa’yı, Davut’un soyundan gelen İsrail halkının Kralı gibi karşıladığı olayı okuyoruz. Onlar yolculuğun sonunda Yeruşalem şehrine vardılar.
Bu, hacılar için özellikle sevinçli bir olay olmalıydı: Onlar yorucu ve uzun yolculuğun sonuna varmışlardı ve onları şehrin kapısına ve mabede götürecek son yokuşu Mezmurlar eşliğinde çıkmaya hazırlanıyorlardı.
İsa, bu yürüyüşün son kısmını kendi hazırladı, böylece kalabalığın ve öğrencilerin önceden yapmayı düşündüklerini anlayarak yapmalarını sağladı.
Onlar O’nu kral ilan etmek istiyorlardı, O da krallığının neyden ibaret olduğunu açıklamak istedi. O, evet kraldır, ama onların düşündüğü gibi, baskı ederek kendini saydırmak ve hükümranlığını zorla gerçekleştirmek istemiyor. O, peygamberlerin önceden bildirdikleri gibi uysal, alçakgönüllü, herkese hizmet etmek isteyen ve dolayısıyla herkesin, bir kişi tarafından değil de, Allah tarafından sevildiklerini anlamaları için, yaşamını vermeye hazırdır!
Gerçek kralın tek düşmanı, insanlar, hatta gücü ve otoriteyi ellerinde tutanlar değildir, Şeytan’dır: Bu düşmanın alçakgönüllülüğe tahammülü yoktur ve alçakgönüllülük tarafından yenilgiye uğratılır. Ve işte İsa, kendisine bir sıpa getirtir. Şimdiye kadar üzerine kimse binmedi: Kral için öyle gerekiyordu, çünkü krala sadece yeni şeyler verilir. Fakat İsa, uysal bir hayvan olan bir eşek sıpası istiyor. Bu hayvan savaş için kullanılmıyor, sadece hizmete yarıyor. Böylece İsa yanlış beklentileri düzelten açık bir mesaj veriyor.
Yollara serilen kaftanlar ve dallar, galip kralı karşılamanın tipik işaretiydi. Aynı zamanda herkesin söylediği ilahi, bizlerin, insandan gelen kuvvete değil de, sadece Rab’bin elinden gelene güvendiğimizi söyleyen bir Mezmur’dur: Rab yeryüzünün büyükleri tarafından reddedilen taşı büyük eylemler gerçekleştirmek için kullanmayı bilir.
İsa işte böyle şehre girer, aynen yüreğimize de girer ve bizleri Yeşaya’nın peygamberliğini, Aziz Pavlus’un düşüncelerini ve İsa’nın ıstırapları ve ölümünü anlatan İncil’i dinlemeye hazırlar.
Yeşaya Allah’ın Hizmetkarının dayanması gerekecek olan acılardan bahsetmektedir. Aziz Pavlus da Mesih İsa’nın Allah olmasına rağmen sabrettiği alçaltmalardan bahsetmektedir. O güçlü bir Allah olmak istemedi, tersine sevgi dolu bir Allah, kendini feda edecek ve ölecek kadar seven ve itaat eden bir Allah olmak istedi. İşte bu sebepten şimdi bizler O’nu yüceltiyoruz, seviyoruz ve O’nun ardından gitmek istiyoruz.
Uzun İncil bölümü Rab’bin yeryüzündeki son saatlerini anlatmaktadır. Böylece kurduğu Efkaristiya gizemine, ele verilişini, ölüme mahkum edilişini ve sessizlik içerisinde çektiği bütün acıları gizemine tapmaya yönlendiriliyoruz.
İsa’nın ölümü anında haça germeye görevlendirilmiş askerlerin başında bulunan putperest yüzbaşı şaşırtıcı bir şekilde imana varıp bunu açıkça ilan ediyor: “Gerçekten bu adam Allah’ın Oğlu idi”. Bu iman bildirisine bizler de katılmak istiyoruz.
Onun Allah’ın Oğlu olduğuna inanarak O’nu seviyoruz, yaşamımızı O’na veriyoruz ve tüm kutsal hafta boyunca imanımızı özel bir şekilde kutlamaya niyetleniyoruz. Dua edeceğiz, günahlarımızı itiraf ederek yeni tövbe adımları atacağız, kardeşlerimizle daha yakın olacağız ve birlikte, sevinçle Allah’ımız ve Kurtarıcımızın dirilişini kutlayacağız.
Her şeye kadir ve ebedi Allah, insanlara insan olmuş ve haçta ölecek kadar alçaltılmış, biricik Oğlun Kurtarıcı Mesih’i örnek olarak verdin; daima ıstıraplarının öğretisini gözlerimizin önünde bulundurmamızı ve böylece dirilişinin şanına katılmamızı sağla!
¥ Bunun gibi, İsa da kendi kanıyla halkı kutsal kılmak için kent kapısının dışında acı çekti. * Öyleyse biz de O’nun uğradığı aşağılanmaya katlanarak ordugâhtan dışarıya çıkıp yanına gidelim.
¶ Günaha karşı verdiğiniz mücadelede henüz kanınızı akıtacak kadar direnmiş değilsiniz.
¥ Öyleyse biz de O’nun uğradığı aşağılanmaya katlanarak ordugâhtan dışarıya çıkıp yanına gidelim.
¥ Çünkü biz Allah’ın düşmanlarıyken Oğlu’nun ölümü sayesinde O’nunla barıştıksa, * barışmış olarak Oğlu’nun yaşamıyla kurtulacağımız çok daha kesindir.
¶ Allah ise bizi sevdiğini şununla kanıtlıyor: Biz daha günahkârken, Mesih bizim için öldü
¥ Barışmış olarak Oğlu’nun yaşamıyla kurtulacağımız çok daha kesindir.
¥ Kurallarıyla bize karşı ve aleyhimizde olan yazılı antlaşmayı sildi, onu çarmıha çakarak ortadan kaldırdı. * Yönetimlerin ve hükümranlıkların elindeki silahları alıp onları çarmıhta yenerek açıkça gözler önüne serdi.
¶ İnsanoğlu’nu yukarı kaldırdığınız zaman benim O olduğumu, kendiliğimden hiçbir şey yapmadığımı, ama tıpkı Baba’nın bana öğrettiği gibi konuştuğumu anlayacaksınız.
¥ Yönetimlerin ve hükümranlıkların elindeki silahları alıp onları çarmıhta yenerek açıkça gözler önüne serdi.
Artık dirilmiş İsa ile birleşerek Vaftizimizin lütfunu tekrar yaşayacağımız Paskalya bayramına yaklaştık. Allah’ın Sözü bu olayın ciddiyetinin bilincinde olmamızı sağlıyor. Gerçekten vaftiz sayesinde İsa’nın kutsallığına, ilahiliğine katılmış oluyoruz, dolayısıyla da bu O’nun haç yoluna katılmak anlamına da gelir.
Nitekim Allah’la Yeni Antlaşma, ebediyen sürecek, insanların günahları veya sadakatsizlikleri onu yıkamayacak o antlaşma, O’nun kanı ile kurulmuş olmaktadır. Yeremya bu antlaşmayı, bizlerin Allah’ın niyetlerine katılmamız olarak açıklamaktadır: Onun kanunları bizlere dışarıdan verilmeyecektir, içimizde var olacaklardır, çünkü bizler O’nun Kutsal Ruh’unu alacağız. O’na yakınlığımızın meyvesi günahlarımızın af olması olacaktır.
Günahlarımız İsa’nın duasının ve acılarının sebebidir. O; günahlarımız yüzünden öldü. Bu; günahların İsa’nın ölümüne sebep olduğu, fakat aynı zamanda da İsa’nın günahların ölümcül etkilerinden kurtulmamız için ölümü kabul ettiği de demektir. O’nun ölümü sayesinde İsa, O’na itaat eden, yani Allah’a ve insanlara sevgisini paylaşan herkes için “ebedi kurtuluş sebebi oldu”. Günümüzde dünyamızda yayılan düşünce tarzında, günah görmezlikten gelinir. Dolayısıyla da İsa’nın yaşamının ve ölümünün değeri bilinmez; O, birkaç öğreti ve örnek verebilen sadece iyi ve büyük bir insan gibi görülür.
Bugünkü Sözü dinlerken kurtuluşa ihtiyacı olan yaşamımıza son derece ciddiyetle bakmaya çağrılmaktayız. İsa ölmemiş ve dirilmemiş olsa kendi halimize, düşmanımıza karşı güçsüz kendi kapasitelerimize bırakılmış olurduk. İsa, düşmanımızın silahı olan ölüme ‘girerek’ düşmanımızı yendi, çünkü ölümün alanını ve zamanını kendi yaşamı, kendi ışığı, kendi sevgisiyle doldurdu.
İsa için ölmek; şana bürünmek oldu, yani herkese O’nda Allah’ın sevgisinin gücü ve büyüklüğünün etkisini göstermek için fırsat oldu. Haçta yükseltildiğinde İsa, bütün insanların, İbrani ya da pagan olsun, tüm insanların bakışlarını kendine çekti: O an, onların kurtuluşunun en temel anıdır. Bu sebepten İsa, Greklerin, yani paganların O’nunla karşılaşmak ve görmek isteme olayına, peygamberlik işareti olarak, çok önem vermektedir. Paganların bu arayışı O’nun dünyada yaşadığı hayatı Baba’ya teslim etmek üzere tahtı, haça çıkma anının yaklaştığının işaretidir.
Bu şekilde İsa, en büyük sevgi eylemini gerçekleştirmektedir: O’nun bu sunuşu gerçekleştirdiği yer, şanının yeridir, krallığının tahtıdır. İsa bunun tamamen bilincindedir, bu sebepten bir taraftan ruhunda sıkıntı çekmektedir ve Baba’sından bu saati yaşamama isteği denenmesini yaşamaktadır, diğer taraftan bunun, yollandığı misyonu gerçekleştirmek için, yani “bu dünyanın hükümdarı” olan Şeytan’ı yenmek için, kat etmesi gereken yol olduğunu bilmektedir. Bu sebepten Baba’dan kararlılıkla, Kendisini sunması vasıtasıyla adını yüceltmesini istemektedir.
Baba, göklerden gelen bir sesle İsa’nın Kendisini sunuşunun kabul olduğundan O’nu emin kılmaktadır. İsa’nın bu sevgi eylemine öğrencileri, O’nu izleyip O’na hizmet etmek isteyenler de katılmaktadırlar. Vaftizimizi yaşayarak kendimizi sunmak için İsa’yla birleşiriz, aynen Baba’nın ebedi ödülünü, sonsuz hayat ve sevinci tatmakta da O’nunla birlikte olacağız!
¥ Rab sevecen ve lütfedendir, tez öfkelenmez, sevgisi engindir. Sürekli suçlamaz, öfkesini sonsuza dek sürdürmez. * Bir baba çocuklarına nasıl sevecen davranırsa, Rab de kendisinden korkanlara öyle sevecen davranır.
¶ Çünkü mayamızı bilir, Toprak olduğumuzu anımsar.
¥ Bir baba çocuklarına nasıl sevecen davranırsa, Rab de kendisinden korkanlara öyle sevecen davranır.
¥ Varlığım hakkı için diyor Egemen Rab, * ben kötü kişinin ölümünden sevinç duymam, ancak kötü kişinin kötü yollarından dönüp yaşamasından sevinç duyarım.
¶ Dönün! Kötü yollarınızdan dönün! Niçin ölesiniz, ey İsrail halkı!
¥ Ben kötü kişinin ölümünden sevinç duymam, ancak kötü kişinin kötü yollarından dönüp yaşamasından sevinç duyarım.
¥ Bütün Kutsal Yasa tek bir sözde özetlenmiştir: “Komşunu kendin gibi seveceksin.” Kardeşler, siz özgür olmaya çağrıldınız. * Birbirinize sevgiyle hizmet edin.
¶ Size yeni bir buyruk veriyorum: Birbirinizi sevin. Sizi sevdiğim gibi siz de birbirinizi sevin.
¥ Acıkmıştım, bana yiyecek verdiniz; susamıştım, bana içecek verdiniz; yabancıydım, beni içeri aldınız. * Size doğrusunu söyleyeyim, bu en basit kardeşlerimden biri için yaptığınızı, benim için yapmış oldunuz.
¶ Benim buyruğum şudur: Sizi sevdiğim gibi birbirinizi sevin. * Size doğrusunu söyleyeyim, bu en basit kardeşlerimden biri için yaptığınızı, benim için yapmış oldunuz.
¥ İşte, Oğlun’un ve kardeşimizin kanı topraktan sana sesleniyor. * Ne kutsal toprak bu, açılan ve Kurtarıcı’nın kanını kabul eden toprak.
¶ Toprağa serpilen bu serpilen kan, Habil’in kanından daha üstün bir anlam taşıyor. * Ne kutsal toprak bu, açılan ve Kurtarıcı’nın kanını kabul eden toprak.
¥ O’na tapınanlar da ruhta ve gerçekte tapınmalıdırlar. * Baba da kendisine böyle tapınanları arıyor.
¶ Allah ruhtur, ama içtenlikle tapınanların Baba’ya ruhta ve gerçekte tapınacakları saat geliyor. İşte, o saat şimdidir. * Baba da kendisine böyle tapınanları arıyor.
¥ Dua edip oruç tutmak ve sadaka verip doğru olanı yapmak varlıklı olup günah işlemekten daha iyidir. Altın biriktirmektense sadaka vermek daha iyidir. * Sadaka insanı ölümden kurtarır ve her türlü günahtan temizler.
¶ Sadaka verenlerin günleri boş geçmemiştir. * Sadaka insanı ölümden kurtarır ve her türlü günahtan temizler.
¥ Bayramın son ve en önemli günü İsa ayağa kalktı, yüksek sesle şöyle dedi: “Bir kimse susamışsa bana gelsin, içsin. Bana iman edenin içinden diri su ırmakları akacaktır.” * Bunu, kendisine iman edenlerin alacağı Ruh’la ilgili olarak söylüyordu.
¶ Oysa benim vereceğim sudan içen sonsuza dek susamaz. Benim vereceğim su, içende sonsuz yaşam için fışkıran bir pınar olacak.
¥ Bunu, kendisine iman edenlerin alacağı Ruh’la ilgili olarak söylüyordu.
Aziz Pavlus’un mektuplarını yazdığı dönemde İbrani dünyası ile diğer milletler arasında derin bir bölünme vardır. Bu bölünme Allah’ı değişik şekilde tanımadan meydana geliyordu. İbraniler tek bir Allah’ın var olduğundan emin olup, O’na iman ediyorlardı, diğerleri ise emin olmamalarından dolayı, tanımadıkları bir çok ilahlardan korkuyorlardı.
İbraniler, Mısır’dan çıkışlarından beri atalarının yanlarında koruyucu olan bir Allah’ı tecrübe ettiler: Kendini atalarının müttefiki yaptığı bu Allah’ın her şeye kadir olmasından övünüp O’nun olağan üstü şeylerle ve mucizelerle Kendisini hala göstermesinden emin oluyorlardı.
Diğerleri, yani putperestler ise sadece, değişik ilahlarla kişiselleştirdikleri kendi fikirlerine ve duygularına yer veren kendi akıl yürütmelerinden emin idiler.
Bu sebepten birinciler kendi Allah’larından mucizeler bekliyorlardı, diğerleri ise kendi fikirlerine uyarladıkları felsefi düşüncelerle kendilerini avutuyorlardı.
Aziz Pavlus daha önceleri İbrani veya putperest olmuş olan ve şimdi birbirlerinin yanlarında yaşayan Hristiyanlara şöyle diyor: “Bizler çarmıha gerilmiş olan Mesih’i ilan ediyoruz”. Kör, akılsız, düşünmeye kabiliyetsiz veya günahkar olarak gözükmemiz önemli değildir. Allah’ın hikmeti insanların yüreklerinde yer açacaktır: Gerçekten Allah İsa’nın haçtayken yaşadığı sevgiyle büyüklüğünü ve şanını bize gösterip bizleri bağışladı.
İsa Yeruşalim tapınağına girdiğinde de haçı düşünüyordu. İnsanların arasındaki Allah’ın mevcudiyetinin yeri ve O’nunla buluşma yeri olan gerçek tapınağın Kendisi olduğunu biliyordu: Tapınak olarak kullanılan yerin ticaret ve kar amaçlı kullanılmasına üzülüyordu. Tapınak, yürekleri zenginlik ve paraya bağlılıktan kurtaran tapınma duası ile Kendisinin gelişine hazırlayan işaret olmalıydı. Tersine tam da zenginliğe ve paraya belirgin bağlılığın olduğu yere dönüştürülmüştü. İsa’nın kızgınlığını çok iyi anlıyoruz ve ona katılıyoruz. Aynı kızgınlığı, paraya bağlı olduğumuzun farkına vardığımızda da hissetmemiz gerekir. Bizler Allah’a benzer, hatta evlatları olmak için yaratıldık, ama O’nun öğretilerine itaatsizlik yaparak yaşamımızı sakatlıyoruz. Kendimizi Allah’ın evladı olarak sayıyoruz, ama eğer biri davranış, konuşma ve düşünme tarzımızdan dolayı Baba’yı tanımak isteseydi, Baba’yı bir patron veya bir spekülatör gibi hayal etmeye mecbur olacaktı.
İlk okuma bize Allah’ın on tavsiyesini veya emirlerini hatırlatmaktadır: On emir! Onlara itaat edersek kişisel, ailevi ve sosyal yaşamımız, bizi Baba’dan ve insanlardan uzaklaştıran sapmalardan korunacaktır.
Allah’ın bize emrettiğine, daha iyisi O’nun tavsiye ettiğine göre yaşasak ne kadar çok acılar önlenebilirdi! O; iyiliğimiz için, sosyal çevremizin dengesini bozan sıkıntıları önlemek için On Söz’ünü vermektedir. altıncı emrine, yani “Zina etme” kuralınauyulsaydı kaç sıkıntı önlenebileceğini bir düşünelim:Kaç evlat ebeveynlerinin karşılıklı sevgisi ve güvenli mevcudiyetine sahip olacaktı, kaç aile hala birlik içinde olacaktı, kaç kişi, kendi eşinin birkaç kusuruna sabretmesine rağmen, huzurlu olacaktı, kaç çocuk ve genç, ebeveynlerini ayrılık ya da anlaşmazlık içinde görmeden sevinçli olacaktı!
“Hırsızlık yapma” emrine itaat edilseydi, hepimiz daha mutlu yaşayacaktık, her yere kilit takmayacak, her şeyi, hatta yüreğimizi saklama ihtiyacını hissetmeyecektik!
Haça gerilmiş Mesih’i müjdeleyelim! Nasıl? İsa’nın haçının yükünü taşımaya olan çağrısını kabul ederek, çünkü o yük bugün işlediğimiz günahlardan da gelir!
Papa Franciscus Hazretlerinin Papalık görevinin başlangıcının 11. Yıldönümü, 28 Şubat 2024 günü, saat 18:00’da, Saint Esprit Katedral Kilisesi’nde, Vatikan Devlet Bakan Vekili Monsenyör Paul R. Gallagher’in yönetttiği Kutsal Ayin’le kutlandı. Kutsal Ayin’de Vatikan’ın Türkiye Büyükelçisi Mons. Marek Solczyński de hazır bulundu. Kutsal Ayin’e İzmir Metropolitan Başepiskoposu Mons. Martin Kmetec, Türkiye Katolik Ermenileri Başepiskoposu Kerabaydzar Levon Boğos Zekiyan, Türkiye Keldanileri Başepiskoposu Monsenyör Sabri Anar, Mons. Ramzi Garmou, Anadolu Havarisel Vekilliği Yardımcı Episkoposu Mons. Antuan Ilgıt, Türkiye Katolik Süryanileri Episkopos Vekili Mons. Orhan Çanlı, Ekümenik Patrik I. Bartholomeos ve Türkiye Ermenileri Patriği II. Sahag Maşalyan ile birlikte rahipler, rahibeler ile birlikte İstanbul’daki Katolik cemaati de katıldı.
Ayin İstanbul Latin Katolik Havarisel Vekili Monsenyör Massimiliano Palinuro’nun konuşması ile başladı. Monsenyör Massimiliano:
“İstanbul ve tüm Türkiye’deki, her rütbeden Katolik cemaati mensupları, Papa Francesko Hazretlerinin, Aziz Petrus’un Kürsüsündeki on birinci yılı vesilesi ile Rab’be sevinç dolu şükranlarını sunuyorlar” diyerek başladı. Görev yaptığı döneme damga vuran savaşlar, pandemi ve diğer zorlukları hatırlattı. Mons. Palinuro, “Papa Francesko’yu bizlere Papa olarak verdiği için Rab’bi övüyor ve yüceltiyoruz. O’ndan, Kutsal Papa Hazretleri’nin Rab’bin isteğini tamamen yerine getirsin diye evrensel Kilise’nin rehberliğini sürdürmesi için uzun bir ömür ve sağlık bahşetmesini diliyoruz” dedi.
Ekselansları Mons. Paul Gallagher, vaazına ayine katılan dini ve sivil otoritelere teşekkür ederek başladı
“On yıl önce bu katedralde Papa Franciscus vaazında şöyle dedi: “Kilise ve diğer Kiliseler ve kilise cemaatleri Kutsal Ruh tarafından yönlendirilmeye izin vermek ve daima açık, uysal ve itaatkâr olmak için çağrılmıştır. Kilise’ye uyumu getirecek olan odur” (Papa Hazretleri Franciscus’un Türkiye Apostolik Ziyareti – İstanbul Kutsal Ruh Katedrali’nde Kutsal Ayin, 29 Kasım 2014). Azımsanamayacak kadar zorlu mevcut uluslararası konjonktürde, Papa’nın uzun süredir parça parça üçüncü dünya savaşı olarak tanımladığı uluslararası bağlamda bizler, Kutsal Ruh tarafından götürülen, O’na direnme ayartmasına karşı koyan gerçek Hristiyanlar olmaya öncelikle çağrılmış bulunuyoruz. Kutsal Ruh’un plan ve tasarılarımızı bozduğunu, Kilise’yi ileri taşıdığını biliyoruz. Çünkü Kilise çeşitlilik içinde birliktir.
Ümidin Annesi Meryem’e hepinizi ve Paskalya’ya doğru yolculuğunuzu emanet ediyorum. Oğlunu Haçın altına kadar takip eden Meryem, Papa Franciscus ile birlikte hepimize “hizmet edilmeye değil, hizmet etmeye ve canını birçokları uğruna fidye olarak vermeye gelen” Kişi’nin sadık öğrencileri olalım diye yardım etsin. Âmin. “
Ayin sonunda Türkiye Ermenileri Kadasetli Patriği Mons. Sahag Maşalyan günün anlamına ithafen bir konuşma yaptılar.
Ardından Ekümenik Patrik Hazretleri Bartholomeos I de Papa Hazretleri Franciscus’un 11. Yıldönümü vesilesi ile tebriklerini ilettiler.
Daha sonra ayine iştirak edenler, Vatikan Büyükelçiliği Rezidansında verilen kokteyle davet edildiler.